31 Temmuz 2011

İNSANLIK BU AYA MUHTAÇ !



Allah’ım!
Ey anların, günlerin, ayların, yılların Rabbi!
Ey zamanın,mekanın,ölümün ve hayatın Rabbi!
Ey arzın ve semavatın Rabbi!

Ey kelamın sahibi ve Ramazan’ın Rabbi!
Ey bizim Rabbimiz, insanın ve insalığın Rabbi!


Ey sonsuz rahmetin kaynağı, sınırsız merhametin membaı!
Bizleri Kur’an ayı Ramazan’a eriştirdiğin için hamdolsun!


Bizlere vahyinle tenezzül buyurduğun için hamdolsun!
Bizleri başıboş bırakmadığın için hamdolsun!

İlahi!
Anlarımızı, günlerimzi,aylarımızı,yılarımızı bize mübarek eyle!

Vahyin doğum ayı olan Ramazan’ı bize mübarek eyle!

Bir Ramazan’la gelen vahyi bize mübarek eyle!

Bir Ramazan’la gelen vahyi bize mübarek eyle!

Akleden kalbimizi Kur’an’la münevver ve müzeyyen eyle!

Hoş gelen Ramazan’ın hoş bulduklarından eyle!

Ramazan’ı bizden, bizi Ramazan’dan hoşnut ve razı eyle!

Kur’an’ı bizden, bizi Kur’an’dan hoşnut ve razı eyle!
Vahyi bize aç, bizi vahye aç!


İlahi Kelam’ın ışığını susuz gönüllere elimizle saç!
Çünkü insanlık bu suya muhtaç ya Rabbi!

Ya Rab!
Bizi orucun başını dik tutanlardan,başını oruçla dik tutanlardan kıl!

Kendini kaybedenlerden değil,
Kedini unutanlardan değil,
Kedini oruçla tutalardan kıl!


Ramazan’ı ruhumuza gıda,gönlümüze ferman, gözümüze fer, dizimize derman kıl!
İmanımızı sorunlarımızın elinde kar gibi eritme!
Sorunlarımızı imanımızın elinde kar gibi erit!

İndigi geceyi bin aydan hayırlı kkılan Kur`an
Bizlerede kat kat hayırlar getirsin ya Rahman

Elimizde tutup hakikata yetirsin
Şahidimiz olsun zaman Şahidimiz olsun mekan!

Allahım nefsimizin ayartmasından sonsuz Rahmetine sığınıyoruz.
Bizi bir lahza kendimizle baş başa bırakma.

Kahrından lutfuna sığınıyoruz
Bizi kendi tutuşturduğumuz ateşe atma!

Senden sana sığınıyoruz
Engin merhametinin ocağına düşür!

Bilmeyiz bildir, duymayız duyur,
Bize eşyanın hakikatini göster!

Bizi bize bırakma!
Ellerimize bırakma
Allah`ım!

 

30 Temmuz 2011

İMAM BAYILDI VE YA KARNIYARIK


2011 Yılının Mübarek  Ramazan ayı  tüm Müslüman alemine hayırlı olsun inşallah. 
  Cenab`ı Haktan  sofralarımıza bereket, oruçlarımızı hakkıyla tutabilmek için sağlık ve sabır diye yalvarıyorum.
Dua edenlerin duası, ibadet edenlerin ibadetleri kabul bulsun.!

Ben bu yemeyin ismini seviyorum, tadına bayılıyorum. Büyük ihtimal ki  imam da böyle olmuş. Yemiş, tadına bayılmış sonrada adı kalmış İmambayıldı.
Son 2 gündür bir kaç  sitede İmambayıldı tarifi görüyorum.
Galiba patlıcan bu sene bol olmuş, herkeste bol keseden atmış.
Eh bu imamı birde biz bayıltalım dedik.
Doğrusu hangi imam bayılmış bilmiyorum ama, ben bir türlü bizim evin imamını bayıltamadım. Hatta elimde limon bekliyorum hani bayılırsa ayıltırım diye.
Yok  ki yok..
"Evet güzel olmuş eline sağlık" dedi bizim imam.
"Hayır canım bayılman lazımdı , bunu imam yemiş, bayılmış diyorlar" hani...
Bizim evin imamı "O imam bayılmaya bayılıyorsa ben ne yapayım, yemek bahane olmuş o imama bence " dedi.

Eh  imam, ben sana söz yetiştiremem. Zaten her hangi bir gün bizim imam benim yaptığım yemeye sadece
" Ay bayıldım, enfes olmuş"  dese,  ben ondan önce bayılacak...
Ne yapalım bizde artık başka zaman harika yemek yapar, o zaman bayıltırız bizim imamını. Adını da koyarız
" 15 senedir bayılmayan İmamı bayıltan yemek" diye. Sonrada  kırmızı kitaba yazdırırız adımızı paşa paşa...
İşin esprisi bir tarafa gerçekten  bir kaç rivayet var bu yemekle ilgili. Şöyle ki: Yumak sepeti isimli siteden okuduğum iki rivayetleri sizinle de paylaşmak istiyorum.
İmamın bayılma sebepleri:
1. Bir rivayete göre eski bir dönemde bir imam, karısı tarafından yapılan bu yemeği ilk kez yediğinde lezzetinden dolayı bayılmıştır, veya yemeğe katılan malzemenin maliyetinden dolayı bayılmıştır.
2. Bir başka rivayete göre, gene eski bir zamanda bir imam zengin bir zeytinyağı tüccarının kızı ile evlenmiştir. Eşinin çeyizinde bol miktarda kaliteli zeytinyağı bulunmaktadır. Kadın ilk günlerde kocasına bu zeytinyağı ile hazırlanmış, içine domates ve soğan eklenmiş patlıcan yemeği hazırlar. On üçüncü günde yemek masasında patlıcan bulunmamaktadır. Buna şaşıran imam artık zeytinyağının kalmadığını öğrenince üzüntüsünden bayılır.
Bunlar arasında bana 1. daha mantıklı geldi ya size?



Aslında evet  patlıcanlı yemekler arasında en güzeli İmambayıldı ve ya başka adıyla desek Karnıyarıktır. Her iki tarif aynı sadece farklı yapacak biz hamarat hanımlarız. İster içine sadece domates, biber, koyar, ister de  kıyma kavurur daha da güzelleştiririz. Ben şimdilik kıymalı tercih ettim .

Patlıcanı başka zaman kabuklarıyla birlikte, başka zamanda  kabuklarını zebra şeklinde soyarak kızarttım.

Malzemeler: ( 4 kişilik)

4 adet orta boy patlıcan
Yarım kg yağsız kıyma
2 adet sivri biber
2 adet orta boy domates
1 adet orta boy soğan
3 yemek kaşığı sıvı yağ

tuz, karabiber, reyhan ve nane ( taze ve ya kurutulmuş olarak)

6-7 kaşık patlıcanları kızartmak için sıvı yag

Hazırlanması:

1. Önce tavaya 3 yemek kaşığı sıvı yağı ekliyoruz. Bir adet orta boy soğanın kabuklarını soyup, yıkayıp ince ince kıyıyoruz. Yağda soğanları bir az kavuruyoruz.

2. Sonra kıymayı ekliyoruz ve  kıyma kendi suyunu bırakıp, kendi suyunda iyice piştikten sonra 2 adet domatesi rendeliyoruz, bir adet sivri biberi ince ince doğrayıp, hepsini birlikte kıymaya ekliyoruz. Tuz, karabiber, taze nane ve reyhanı ince ince kıyıp ekliyoruz. Kuru nane ve reyhanda olur. Bunlardan her hangi biri yoksa, evde olan kuru baharatlardan her hangi birini ekleyin. Çünkü baharat çok güzel koku veriyor kıymaya.

3. Domateslerin suyu bir az kuruyunca  iç malzeme hazır demektir. Ocağı kapatıyoruz ve iç malzeme soğurken biz patlıcanları kızartalım.



4. Patlıcanların  kabukları zebralı, yani  alacalı soyulur. Baş kısmını, yani köklerini  kesmiyoruz.. Kızartırken, tavadan alıp servis yaparken çok kolaylık sağlıyor ve de çabuk dağılmıyor.
 5. Tavada 6-7 yemek kaşığı sıvı yağı kızdırıyoruz. Patlıcanları diziyoruz. Tavanın kapağını kapatıyoruz. patlıcanlar kızarırken inanılmaz derecede etrafa yağ sıçrıyor. Bu yüzden tavanın kapağını kapatmak ve açarken de çok dikkatli olmak gerekir.

6. 4 saniye orta ateşte patlıcanların bir tarafı kızarıyor. Sonra tavanın kapağını açıp, patlıcanların öbür tarafını çeviriyoruz ve tavanın kapağını kapatıyoruz. 4 saniye sonra da ocağı kapatıp patlıcanları fırın tepsisine ve ya borcama diziyoruz. 
7. Önce bıçakla  patlıcanların üst kısmında çizik yapıyoruz. Sonra da şeker kaşığıyla çizik yaptığımız yerden hafif genişlik oluşturuyoruz iç harcı bolca koymak için.

NOT;Ben bu işlemi yaparken patlıcanın fazla  etli kısmından alıp, tabağa koyuyorum.
Sonra bu harca da da kalan iç harcını ekleyip tepsinin kenarına ekliyorum. ( Aşağıdaki resimde sağ köşede)
Bu resimde sağ köşede patlıcanların içinden çıkardığım harca da bir az kıymalı karışımdan ekledim ve köşeye koydum, üzerine domates dizdim.



8. İç harcı açtığımız boşluğa kaşıkla dolu dolu koyuyoruz. Bittikten sonra tavada kalan harca yarım su bardağından da az su ekliyoruz. Bu suyu da patlıcanları dizdiğimiz tepsinin dibine döküyoruz.
9.  Üzerine ince kesilmiş domates ve biber dilimlerini dizip fırında yaklaşık 30 dakika pişiriyoruz.

Afiyet olsun!


29 Temmuz 2011

KOLAY KOL BÖREĞİ



Ramazan başlamadan,biraz daha ilgilensem siteyle diye düşünüyordum. Ama olmadı. Nedeni de hayatımda yaptığım bir çok hatalardan birini bir daha yapmış olmamdı. Yaz günü, Texsas sıcağında 9 ay okul yorgunu çocuklarla daha iyi vakit geçirmek ve uzun bir tatile çıkmak varken, ben akıllı tuttum İngilizce kursuna yazıldım. Hemde bir değil, iki değil, tam 3 tane.
OHHHH..... Ağrımaz başına neden sarımsak sürersin ki ey insanoğlu ha......
O da seni bak böyle yaz günü kokutur evde işte. Çok darlandım, sıkıldım, bunaldım.....
Tatile kurslardan dolayı gidemedik desem yalan olur. Yok tabi ki kaplıcası olan harika bir tatil köyü oldu da ben mi yok dedim sanki. Yoooookkkkkk.......
Sadece evde dinlensem de olurdu hani..
Taxsas, özellikle Austin bu sene çok sıcaktı. yani kısacası yandı buralar. Son 4 ayda sadece 1 belki 2  kere yağmur yağdı. Sabaha yağmurun y-si bile yoktu yerlerde. Bu sıcakta her hangi bir yere gitmek akıl karı değildi ya o da meselenin  ayrı yüzü..
Sürekli klima çalıştırmak zorundasın arabada, evde, okulda, markette her yerde klima. Dışarı çıkıyorsun sıcak seni kavuruyor, markete giderken, okula giderken yanında hırka taşıyorsun. Çünkü olabildiğince en düşük derecede çalışıyor klimalar. Donuyorsun hırka ve ya kazağı giymek zorunda kalıyorsun.
 Bir soğuk bir sıcak hava akımı da bana iyice dokunmuş olmalı ki tam 1 aydır kulak ağrısı çekiyorum. Doktor ne tür ilaç yazacağını şaşırdı artık. Elhamdülillah şimdi bir az daha iyiye gidiyor durumum. İlaçları zamanında alırsam elbette.

 Dahası da var Amerika gibi bir ülkede tam 10 gün internet kesintisi yaşadık. Sorun aslında başta eşimden kaynaklandı, sonra gelip yapacak olan elemanların bir türlü gelmemesi, en son gelecek olmuşlar telefona cevap vermediğimiz için iptal etmişler derken 10 gün ne mesajlara, ne siteye ne de televizyona baka bildik. Hem televizyon hem internet kablosu ayni bağlantıda olduğu için her ikisi  de yoktu.
Hep düşünüyordum "Ay... teknoloji olmadan hayat zor olur" diye.  Olmadı aksine gayet iyiydi her şey. Sadece bir iki aksaklık yaşandı o kadar.
Akşamları çay içiyor, kitap okuyor, öğlen  de ev işi, yeni yemek denemeleri filan bir baktım devirdik 10 günü internet olmadan. Gelince büyük hazine bulduk da diyebilirim ama..

Bu kadar stres arasında boş durmadım . Siteye bir şeyler yazamadım ama pişirdiğim ne varsa hepsinin resmini çektim.  Acaba hangisini yayınlasam diye seçim yapmakta zorlandım da..

Sonunda karar verdim Kol böreği ilk olmalı.   Çünkü bu börek   ilk 5 yılını tencere ve yemekleri yakarak,   sonraki 5 yılını ustalaşmaya doğru ilerleme kayt ederek, son 5 yılında gerçekten bir kaç ödül, güzel söz
( özellikle de son iki yılda) alarak  çözmeye çalıştığım 15 senelik Mutfak hayatımda  yaptığım yemeklerden belki de 5. siydi.
Yani  bana göre bu güne kadar sadece 5 tane yemeğim  en güzel olmuş. 15 yıl için gayet iyi ilerleme kayt etmişim. Öyle değil mi?

Velhasılı kelam;

Evet Mutfak Hatıraları isimli siteden aldığım bu börek tarifini bende sizinle paylaşacağım. Öncelikle arkadaşın  Reyhan teyzesine ( bu Reyhanlarda maşallah çok hamarat. Bizim evde de  Reyhan isimli  bir halam, bir teyzem, bir de kendimi  en iyi görümce olarak  sevdirebildiğim gelinimiz var yani kardeşimin güzel hanımı) sonra arkadaşın  annesine, sonra da kendisine çok teşekkür ediyorum.

Harika ötesi bir börek oldu.
Hele sıcak sıcak fırından çıktıktan sonra çıtır çıtır oluşu en az yarım tepsiyi yedirdi bize. Ramazan sofrasına  tat katacak en güzel tat. Reklam yapsam bundan iyisi olmazdı. Derler ya "Bundan iyisi Şam`da kayısı"

 


Malzemeler;
  • 1 su bardağı  ılık süt
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 yemek kaşığı kuru maya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 1yemek kaşığı şeker
  • 2 yumurta
  • Aldıgı kadar un
Arası için:

  • 150 gr tereyağı
  • yarım çay bardagı sıvı yag

Hazırlanması;

  • Tereyagını eritiyoruz ( en sonda yufkaların üzerine sürmek için iki yemek kaşıgı kadar ayırıyoruz) ocaktan alıp sıvı yagını da ekliyoruz.
  • Hamuru yoguracagımız kaba su, maya, şekeri ekleyip karıştırıyoruz 5 dakika kabarmasını bekliyoruz. Kabaran mayaya ılık süt, yumurta , kabartma tozu ve tuzu ilave ediyoruz. Ardından unu azar azar ekleyerek ele yapışmayan, hafif yumuşak hamur yoğuruyoruz.
  • 10 dakika dinlendirip un serpilmiş tezgah üzerinde 9 bezeye bölüyoruz. 3-er 3-er yağlayıp katlamak için.
  • İlk once 3 bezeyi un serpilmiş tezgahta ayrı ayrı ince yufka  halinde açıyoruz. Her birinin arasına eşit miktarda yag sürüyoruz. En üstüne de yag sürüp rulo halinde sarıyoruz.



  • Geri kalan 6 bezeyi de üçer üçer açıp yaglayıp rulo yapıp tepsiye diziyoruz. 1 saat buzdolabında bekletiyoruz. 1 saat sonra buzdolabından çıkarıp her bir ruloyu bir elle saga bir elle sola döndürerek ( burma bilezik gibi)  uzatıyoruz, tekrar tepsiye diziyoruz.



  • Üzerlerine iki yemek kaşıgı kadar ayırdıgımız tereyagını sürüp 30-40 dakika tepsi mayası gelsin diye bekliyoruz.
  • Mayalanan hamurun üzerine çörek otu serip önceden ısınmış 200C ( 390F) fırında altı, üstü kızarıncaya kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsun.! 

15 Temmuz 2011

BERAT KANDILIMIZ MÜBAREK OLSUN !

                                           
 
 
 
Rabbim kabul olmayan duadan sana sığınıyoruz ve
                                                    bu gece sana açılan elleri boş çevirme  
                                                                    diye yalvarıyoruz.

                                                          
                                                     Gecemiz Mübarek olsun!


Hazret-i Âişe validemiz, Ya Resulallah, Allahü teâlâ seni günah işlemekten muhafaza buyurduğu halde, neden Berat gecesinde çok ibadet ettiniz? diye sordu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Şükredici kul olmayayım mı? Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amelleri Allahü teâlâya arz olunur.(Gunye)


Ebu Hüreyre Radıyallahu Andan rivayet edildiğine göre: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:
Şaban ayının on beşinci gecesinin ilk vaktinde Cebrail (a.s) bana geldi; şöyle dedi:
Ya Muhammed, başını semaya kaldır. Sordum.
Bu gece nasıl bir gecedir? Şöyle anlattı:
Bu gece, Allah-u Teala, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar. Kendisine şirk koşmayanların hemen herkesi bağışlar. Meğer ki, bağışlayacağı kimseler büyücü, kahin, devamlı şarap içen, faizciliğe ve zinaya devam eden kimselerden olsun. Bu kimseler tövbe edinceye kadar, Allah-u Teala onları bağışlamaz.

Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail yine geldi ve şöyle dedi: "Ya Muhammed başını kaldır. Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış.
Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor: "Ne mutlu bu gece rüku edenlere.
İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: "Bu gece secde edenlere ne mutlu".
Üçüncü kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece dua edenlere ne mutlu." Dördüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu: -"Bu gece, Allah'ı zikredenlere ne mutlu".
Beşinci kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu."
Altıncı kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece Müslümanlara ne mutlu." Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: "Günahının bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın.
Bunları gördükten sonra, Cebrail'e sordum: "Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?
Şöyle dedi: "Ya Muhammed, Allah-u Teala, bu gece, Kelp kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennemden azat eder."

- Hz. Ayşe Radıyallahu Anha anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Nıfs-u Şa'ban gecesinde dünya semasına iner ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder." 


Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin."
et-Tergib ve't-Terhîb, 2:.119, 120


Bazı mâna büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:

"Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır."

Ra’d Suresi, 39; Mecmuatü’l-Ahzab, 1:597.

10 Temmuz 2011

AY ÇÖREĞİ



 Malzeme listesi Oktay Ustaya ait. Hafif değişiklik yaptım.


Malzemeler;

150 gr  margarin oda sıcaklığında
2 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı ılık süt
1,5 yemek kaşığı kuru maya
 1/2 su bardağı ılık su
5 su bardağı un ( az gelirse ilave edilir)

İç Malzeme için;


2 su bardağı iri çekilmiş ceviz
1/2 su bardağı kuru üzüm
3 yemek kaşığı hindistan cevizi
1 çay kaşığı tarçın
1 yemek kaşığı süt
1 adet Ülker sade kekstra
Ve ya evde daha önceden yaptığımız kekten varsa bir dilim.

Yoksa da  merak etmeyin süt malzemelerin birbirine karışmasına yardımcı olacaktır.



  Hazırlanması;

   1.   1\2 ılık suya 1.5 yemek kaşığı kuru maya ve 2 şeker kaşığı şeker ilave edilip karıştırılır. Hamur yapılacak kaba yerleştirilir, üzerine kapak ve ya başka bir kap örtülerek kabarıp köpürünceye dek bekletilir.

2. Kabaran mayaya süt, 2 yumurtanın akı ( sarısı üzerine sürmek için ayrılır), toz şeker, oda sıcaklığında yumuşamış margarin ilave edilir, karıştırılır. Birbirine iyice karışan malzemeye un ilave edilir. Ele yapışmayan, kulak memesi  yumuşaklığında hamur yoğuruyoruz.
( daha acemi zamanlarımda kulak memesi yumuşaklığı denilince kendi kulağımda küpe takılan yeri elimle kontrol eder hamurla mukayese ederdim. Şimdi elhamdülillah artık kulak memesi yumuşaklığını biliyorum)  Yani hamura dokununca harika bir yumuşaklık hissedeceksiniz.


3. Hamurun kabarması için yaklaşık 30 dakika bekleyin. Bu hamuru çok beklemek gerekmez. Zaten kendiliğinden fırında da pişerken kabaracak.






4. Hamur kabarırken iç malzemeyi hazırlayalım.  Ceviz, kuru üzüm, hindistan cevizi, tarçın birlikte karıştırılır. Evde daha önceden yapılmış kek varsa ondan bir dilim ufalanır, yoksa Ülker sade kekstra bir adet ufalanır, yoksa yapacak bir şey yoktur malzemenin üzerine 1 yemek kaşığı süt (az gelirse bir kaşık daha) ilave edilir. Elle tüm malzeme birbirine iyice yedirilir. Kek bu malzemelerin iyice yapışması için iyi oluyor. . Olmasa da sağlık olsun.  Ben daha önceden yaptığım kek vardı onu ufaladım içine. Resimlerde vardır.

5. Kabaran hamurdan küçük parçalar alınır, tezgahın üzerinde resimde gördüğünüz gibi hafif enine elle açılır. Arasına karıştırdığımız malzemeden koyulur. Kenarlarından bükülür. Sonra kalemi yuvarlar gibi kendi etrafında yuvarlıyoruz. Katlanan yerin kaybolması ve pişerken açılmaması için. Sonra hafif ay şekli verilir.


6. Üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürüyoruz. Önceden ısıtılmış 180-200 derecelik fırında ( Amerika da ve diger Avrupa ülkelerinde yaşayan, yani fırın ayarları F olan arkadaşlar 350 F de pişirebilirler.) üzeri kızarana kadar pişirilir.

 Afiyet olsun.!

8 Temmuz 2011

YOGURTLU PİRİNÇLİ ISPANAK YEMEĞİ



Malzemeler;
3 bağ ıspanak
1/2 su bardağı dolmalık pirinç
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 su bardağı sıcak su
Tuz

Üzerine;
1 su bardağı yoğurt
1/2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı sıvı yağ
 azcık domates salçası






 Hazırlanması;
1. Ispanaklar köklerile birlikte derin bir kapta yarım saat bekletilir. 2- 3 kere iyice yıkanır. Süzgeçte suyu iyice süzüldükten sonra doğranır. Soğanlar en ince şekilde kıyılır. Sıvı yağda kavrulur. Soğana bir yemek kaşığı salça eklenir. Pirinç yıkanır ve salçalı soğana ilave edilir. Arkasından kaynar su ilave edilir pirinçler kısık ateşte 5 dakika pişirilir.

Pirinci daha önce ilave ederek pişirmemim sebebi şöyle; Ispanaklar çabuk pişiyor ve pirinç geç yumuşuyor. Pirincin pişmesini beklerken ıspanak vitamin kaybına uğramasın ve iyice ezilmesin diye daha önceden pirinci bir az pişiriyorum.

2. Sonra doğranmış ıspanaklar ilave edilir, tuz serpilir ve karıştırılır. Tencerenin kapağı kapatılır. 10- 15 dakika çok kısık ateşte pişiriliyor.

3.Hazır olduktan sonra bir kase yoğurda yarım diş sarımsak rendelenir. Sarımsaklı yoğurt servis tabağına alınan Pirinçli Ispanağın üzerine gezdirilir.

4. Daha sonra 1 yemek kaşığı sıvı yağda azcık salca kavrulur. Bir çay kaşığı kaynar  su ilave edilerek salca hafif sulandırılır. 2 dakika kavurduktan sonra yoğurdun üzerine gezdirilir..
Yoğurtlu Pirinçli Ispanak hazırdır.

Afiyet olsun!

6 Temmuz 2011

KIRMIZI KİRAZ REÇELİ ve QIRMIZI GİLAS MÜRƏBBƏSİ

  
 
Ah Kirazım Kiraz!
Soframı şenlendirdin yine de bu yaz!

İsmini her iki dilde yani hem türkçe, hemde azerice yazdım. Sebep: siteyi azerbaycan dan izleyen çok hemşehrim olduğu için. Aslında azerice www.evdar.com adresim var ama vakit bulup bir türlü tarif yayınlayamıyorum. 
Doğrusu com adresinde çalışmak zor olduğu içinde bunu bir az ertelemiş durumdayım. İnşallah ne zamansa uğrarım oraya da....
Hani Nasrettin hocaya:" Hocam Sizin Hanım Çok Geziyor" Demişler. Hocada:" Yok Canım Sanmam Öyle Olsa Bizim Eve de Uğrardı"Demiş. :)) o misal yani..... Gezmiş olsaydım o siteye de uğrardım ama hiç vakit yok...
 

Evet:

Erikten sonra sevdiğim ikinci meyvedir Kiraz. Hep hayal ediyorum inşallah bir gün  iki katlı, sekiz odalı 
( misafir çok seviyorum ve bizim akrabalar sekiz odaya ancak sığar onun için sekiz oda hayalim) evimin kocaman bahçesine ilk ekeceğim ağaç kiraz olur. Hani yeşil eriği çok seviyorum ama ağaç ekecek olursam kiraz ilk tercihim.
Yani o kadar çok seviyorum.
Çocukken kocaman bahçemiz vardı ama ne erik ne de kiraz vardı o bahçede. Hep komşu kapısına giderdik erik için, kiraz için.
Ne yazık ki komşu da bir az cimri olup, kendi çocuklarına bile koklatmayınca,  köyden bir bucuk saat uzakta şehir pazarına yolu düşen Allah kulundan kiraz alması için ricada bulunurduk. 
Gün o gündür hep hayalimde evim olsun, bahçem olsun ve o bahçede bolca kiraz ağacı, erik ağacı olsun istedim. İnşallah o günleri de de görürüm.
Şimdilik marketten aldığım kirazla reçel yaptım. Bu aralar memleketten kimi arasam, sorsam ne yapıyorsunuz cevap hep aynı " Ne olsun kaysı reçeli, çilek reçeli ve ya kiraz reçeli yapıyoruz" diye benzer cevaplar duydum.
Her sene annem, teyzemler sağ olsun yapar, bana da kavanoz kavanoz hazır reçel gelirdi.
Elden uzakta olunca iş başa düşmüştü. Kendim yapmam gerekti.  Maalesef pahalı olduğu için sadece tadımlık. 
Bu tadımlık reçellerden ilk olanı kirazdı tabi ki.
Çekirdekli, çekirdeksiz her ikisi de çok güzel oluyor kiraz reçelinin. Tarifini vereceğim kiraz reçeli  çekirdeksiz. 
Çekirdeklerini çıkarmak bir az zahmetli ama tadı şahane. Çekirdeklerini çıkarmak için özel çekirdek çıkarma makinesi var bizim oralarda. Hiç kullanmadım çünkü  alet kirazın tüm etli kısmını da çıkarıyor çekirdekle beraber.
 Ben acemi şekilde çıkarmayı seviyorum .
Sac gancasıyla.
Evet aynen öyle.
Belki de şaşacaksınız, daha detaylı resimlerde göreceksiniz..

Malzemeler:

Yarım kg Kırmızı Kiraz
1.5 bardağı+ 1 yemek kaşığı toz şeker ( bazı  kirazlar hafif ekşimsi oluyor o zaman 2-3 yemek kaşığı  daha toz şeker ilave edin)
1 yemek kaşığı limon suyu


Hazırlanması:

Kirazları yıkayıp, çekirdeklerini alalım. Nasıl alalım çekirdeklerini?
İki seçenek var.
1. İlk olarak özel çekirdek çıkarma makinesi var. Onu kullanabilirsiniz.
2. İkincisi saç gancası. 
Resimde gördüğünüz gibi. Kirazı sol elimizin 3 parmagı :. baş parmak, işaret parmağı ve orta parmak arasında sıkıca tutuyoruz. 
Sağ elimizdeki sac gancasını kirazın baş kısmından bastırarak kirazın çekirdek kısmına kadar ittiriyoruz. 
Çekirdeği hafif oynatıp dışarıya yani kendimize doğru  hızlıca çekiyoruz. 
Bu işlemi yaparken dikkat etmemiz gereken  kirazın fazla parçalanmaması. O yüzden sol parmaklarımızın arasında sıkıca tutmak gerek.

 
Çekirdek çıkarma işlemi bitince kirazların üzerine şekeri ilave ediyoruz. Kirazların suyu çıkana kadar bekliyoruz. Yaklaşık 4-5 saat. Sonra tencereyi ocağın üzerine koyuyoruz. Kısık ateşte suyu hafif koyulaşana kadar pişiriyoruz.  Pişme süresinde üzerinde oluşan köpüklerini de almayı unutmuyoruz.Ocaktan almadan 5 dakika önce limon suyunu ilave ediyoruz.
Reçel hazırdır.  
Afiyet olsun !



2 Temmuz 2011

BİR DİLEK TUT!


Umut istiyorum.... Hiç bitmesin....
Rüya istiyorum.... Hiç görülmesin..
Dilek istiyorum.... Hiç tutulmasın...
Mekan istiyorum.... Her yere yakın olsun...

Dedim... Hayal ettim...

Umut ettim kimse etmemiş......
Rüya gördüm kimse görmemiş.....
Dilek tuttum kimse tutmamış...
Gök yüzünü seçtim her yere yakın diye...

Buna rağmen ben hala suskun, hala dalgın, hala aglamaktayım..
Sorma suskunlugu... sorma dalgınlığımı...
sorma göz yasımı....
Sorma!
Ağlarım gökyüzündeki bulutu kıskandıracak kadar....
Üzülürüm elveda denilen asıkları kıskandıracak kadar....
Sızlarım yaralıya yarasını unutturacak kadar....
 Ama ne olursa olsun Sevebilirim Sevgililere sevgi masalı anlatacak kadar..

Sevmek için bir kalp gerek,

Sevilmek için bir kalp gerek,

Mutluluk için iki kalbin bir olması gerek..))))


Sevmek ; Çoğu zaman ağlanacak hâle bile gülebilmektir!.

;Sevmek; Her çirkinlikte bile bir güzellik görebilmektir!..

Sevmek;

Sahip olunsun olunmasın seve bilmektir!..

Sevmek; 
Kah bulutların üzerinde gezinmek!..

 Sevmek; 
Kah yeryüzünde sürünmektir!...

Sevmek;
Nefes alabilmek,
Velhasıl sevmek
Yaşatabilmektir içindeki çocuğu.

 

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM