27 Ocak 2011

MUHALLEBİLİ, KEKLİ AŞURE ( NOAH`S PUDDİNG)



-Evet geçen dersimizde nerede kalmıştık?
- Aşurede kalmıştık hocam...
- Öylemi? Ama ben o konuyu bitirdiğimizi sanmıştım.

Evet daha önce Aşurenin yapıldığı günün hikmetinden  bahsetmiştik. Şimdi de aşureyi aşurelikten nasıl çıkarabiliriz ona bakalım... Dediğim gibi geçen sene son anda vazgeçmiştim aşure yarışmasından. Sebebi de çok kolaydı. Önce nasıl olduğuna bakacak sonra yapmaya karar verecektim. "Kazanamayacağın işe bulaşma, bu eskiden verdiğin deli dolu kararlara benzemesin yoksa çokkkkkk üzülürsün"  demiştim kendime..
Birinciliği kazanan kişinin  aşuresi çok farklıydı geçen sene. Ona aşure demek için dünya şahitliği gerekirdi.
Anlaşılan aşureyi  dininden döndürmüştü arkadaş...
Uzun incelemeden sonra şifreyi cözmüştüm. Seneye benim de aşureyi dininden döndürmem gerekirdi, ama nasıl?
Bu sene yaklaşan aşure yarışmasından teklif gelmeden önce ben tüm  malzemeleri almıştım bile..

Fikrimi arkadaşlarla paylaşırken de " O ne öyle? O aşure olmadı ki" dediler. " Zaten aşure olsun istemiyorum aşurecik olsun istiyorum. Söyle ki en alt kısıma kek, üstünü muhallebi, üstüne gerçek aşure, üstüne krem şanti, fındık ve narla da süsleriz, nasıl ama?"
 " IYYYY o ne biçim aşure. Bunlar ayrı ayrı çok güzel de birlikte nasıl olur?"
"Olur olur bu dünyada neler oluyor neler.....

Pilanı kurmuş, programı yazmıştım. Tabi her zamanki halim yarışmaya teklif geldiği gün ben vazgeçmiştim. Kedinin ağzı ete ulaşınca kokuyor demesi gibi.  Telefonla arayıp katılamayacağımı söyledim ablaya " benim aşure farklı olsun istiyorum sanırım düşündüğümü yapamam vazgeçiyorum" .
Maşallah ablanın öyle ikna edici konuşması var ki, değil yarışmaya bir tencere aşure, orduya yetecek kadar aşure yapasın gelir..
İş başa düşmüştü. Kolları sıvadık..
Komşum Mukaddesin yardımıyla geç saate kadar minnacık kaplara hayal ettiğim mimari eserimi uyguladık
( her düşündüğün eseri bu kadar kolaylıkla yapabilseydik keşke). YAni aşure aşurelikten çıkmıştı. Özünü kaybetmiş aşure hazırdı.


Eşim eve geldiğinde "bak yarın yarışmaya katılacak olan aşureye".
Tepki aynen şöyle " Heeee tabi, ödül verecek başka birini bulamadılar da...".
Sanırım çoğu erkekler böyledir. Destek olmuyorsanız  bari köstek olmayın diyesin geliyor. Lafı uzatmış olacağım ama anlatmadan geçemeyeceğim bu fıkrayı:

—Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!'

Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor.

Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, 'Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.' diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş:

—Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar'ın araştırma laboratuvarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!'

Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar;

Sonra hostes İngilizler'e yönelmiş:

—Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!'

Bütün İngilizler hevesle atlamışlar.

Sıra Fransızlar'a gelmiş. Hostes:

—Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? Şimdiden teşekkür ederim. demiş.
Fransızlar:
—Tabii, mersi!' deyip sırayla atlamışlar!
Hostes bu kez Almanlar'a yönelmiş:
—Atlayın aşağı çabuk! diye bağırmış. Alman kafile 'Heil!' diyerek atlamış.
Veee sıra gelmiş Türkler'eee. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:
—Siz var ya siz... Buradan hayatta atlayamazsınız...


Bizim türk milletine de de bu söz lazım 
. Elmi yaman beni mi yaman göreceksin diyerek bir çok işin üstesinden geliriz.
Eşimde sağ olsun bana her zaman bu yöntemi kullanır. Sinirleniyorum ama bazen işime çok yarıyor. İnat birisiyim, kimse bana yapamıyorsun demesin.  O zaman harika yapıyorum çoğu işi Allahın izniyle.
Bu defada görevini hakkıyla yerine yetirerek bombayı patlattı. Gelde uyu şimdi. Bir  sürü acabalar döndü durdu kafamda. Hani kazanmak önemli değil demek istiyorum, ama nerdeeee nefsim sadece kazanman gerek diyor başka bir şey demiyor. İlk test edenlerim oğluşum ve Mukaddes`cim "sen kesin kazanırsın" demişlerdi de... inanmamıştım.




12:30 da başlayan yarışma 1:30 bitti. Sıra kazananları açıklamaya geldi. Önce tat ve lezzette kazananları açıkladılar. Burada yerim 3.dü . En son tek ödül vardı "Çok yaratıcı! ödülü onunda sahibi şükürler olsun bendim. 




Her oyundan sonra özellikle de futbolcular kazandıkları zaman kullandığı  monoton sözleri vardır: Kazanacağımız biliyorduk, çok çalışmıştık, hakkımızdı...
Kazanmayınca da şöyle derler:
Önemli olan kazanmak değildi. Biz gerektiği kadar çalışmıştık. Rakibimiz güçlüydü. Sakat olan, cezalı oyuncular vardı. Başka sefere... derler

Bu monoton sözlerden farklı olarak ben şunu söylüyorum:

"Koçama inat olsun diye kazanmam lazımdı. Çok çalışmamıştım ama çok düşünmüştüm. Çok dua etmiştim.  Son anda vazgeçmiştim kazanamam demiştim ama kazanmıştım hayret. Başka sefere kazanır mıyım bilmiyorum"

Yarışmaya eşim ve oğlum  kendi okullarında  düzenlenen  yarışmadan dolayı katılamamışlardı. Cep telefonunu icat edenden Allah razı olsun. Yoksa şok haberi nasıl ulaştırırdım adama.
Eşim arayarak  "Nasıl oldu" dedi. 
"Nasıl olsun adamlar seni dinlememiş Yaratıcılık ödülünü bana vermeye karar vermişler". dedim. "Yaratıcılık mı? O da ne"
"Yaratıcılığı sen bilmezsin. Yok sende öyle mimari düşünceler. "  diye espri yaptım.
  Akşam eve gelince kazandığım için alınan kocaman çiçeği görünce " Her halde bizimki bu yaştan sonra mimar olmaya karar verdi" dedim.....





Sevindirici olan o gün oğluşum da  kendi okulundaki yarışmada, yaptığı projeden 4.lük ödülü almasıydı.


Espri bir tarafa insan yaptığı küçük şeylerde mutluluk arıyor. Değil kazandın, kazanmadın.  Rabbinin katında, gönüllerde kazanırsan asıl kazanmak odur. Bizim aşure macerası da böyle bitdi. 

Şimdi de tarifini yazalım. Bu tarif bana özel mi bilmiyorum. Araştırmalarıma göre böyle bir yemek ne yapılmış, ne görülmüş, ne de duyulmuş . Sanırım en azından haberi gelinceye kadar bu benim Mimari eserim  diye bilirim. 


Malzemeler:



Kek için:
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı süt
  • yarım su bardağı sıvı yağ
  • 2,5 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu


Muhallebisi için:
  • 3 su bardağı süt
  • 4 yemek kaşığı şeker
  • 3 yemek kaşığı un
  • 1 paket vanilya
  • 50 gr tereyağı

Üzerine: 
  • 1 kutu krem şantı
  • yarım su bardağı süt
  • İri kırılmış fındık
  • Bir azacık tarçın.


 Hazırlanması:

Aşureyi içindeki malzemelerin tatları bir birine iyice  karışsın diye bir gün önceden hazırlıyoruz. Keki hazırlamak için önce yumurtaları şekerle çırpıyoruz. Sonra sütü, yağı, vanilyayı  ekleyip bir az daha çırpıyoruz.  Unu ve kabartma tozunu da ilave ediyoruz. Bir az mikserle bir azda tahta kaşıkla karıştırıyoruz. Yumurta köpükleri fazla inmesin diye.  Yağlanmış kalıba döküyoruz. 200 C fırında kapağını açmadan yaklaşık 40 dakika pişiriyoruz.
Kek hazır olduktan ve soğuduktan sonra muhallebiyi hazırlıyoruz.  Muhallebiyi hafif ılık dökmek lazım keklerin üzerine.Sonra zor oluyor.
Muhallebi için gereken malzemeleri tereyağı hariç hepsini karıştırıyoruz. Ocakta bir az katılaşana kadar pişiriyoruz. Yağı ekliyoruz. Göz göz olup kaynamaya başladıktan 2 dakika sonra ocaktan alıyoruz. Kenarda 5 dakika sürekli mikser yardımıyla çırpıyoruz.

Servis yapacağımız kapların alt kısmına kekten parçalar kesip yerleştiriyoruz. Ben dondurma kaplarını kullandım zemini yuvarlak olduğu için kekten orta boy su bardağının ağız kısmıyla yuvarlak hisseler kestim. Onu dondurma kabının zeminine yerleştirdim. kekin üzerine 2 yemek kaşığı muhallebi ekledim.



Her tarafına yaydım. Bir az beklettim. Daha sonra aşurenin koyu hissesinden alarak  kabı dolduracak kadar ekledim. Krem santiyi  yarım bardak sütle çırptım, sıkma torbasına koydum  aşurenin üzerine gül deseni yaptım. Ortaya bir adet ahududu.  Kenarlarına da yaprak şekili vermek için kesilmiş ahududu koydum. Geri kalan kısıma iri kırılmış fındıkları tarçınla karıştırarak ekledim.
 Hazır olan kekli muhallebili  aşureyi buzdolabına koydum. Yarım saat sonra servise hazırdı.

Afiyet olsun!





7 yorum:

  1. HMM HARİKA OLMUŞ ELLERİNE SAĞLIK.
    SEVGİLERİMLE...

    YanıtlaSil
  2. Bence eminim guzel olmusdur. Ben pek asure seven biri degilim ama kek ve muhallebi ve azicik asure yenecek kivamda olur ama kek cok islanmadi dimi. ben islak seylerede gelemem. Bu arada fikra superdi. Ama fransizlar sanmam oyle hemen atlasin ;) Oglunu tebrik ederim. Keske burada da boyle yarismalar olsa.

    YanıtlaSil
  3. Süper görünüyor ama epeyi zahmetli ben aşure yapmaya hep üşenirim yani iste su böreği açayım içli köfte yapayım baklava açayım ama aşure zor geliyor nedense :)ellerine sağlık canım..

    YanıtlaSil
  4. MErhaba,herçekten çok ilginç ve değişik olmuş ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Salam Samire qazandigin odule gore seni tebrik edirem. halaldi bele de davam ele.Biz bugun etimek tatlidan eledik.Nese deyesen serbeti cox oldu cox sulu idi tocnu sen yazdigin kimi etdik. 3 st suya 2.5 st pesok qatdiq.
    Onun deqiq tarifini mene yazarsan
    Opdum. İrade Bakı

    YanıtlaSil
  6. İra etmimek tatlısı üçün terif bizim azerbaycandakı stekanların ölcüsüün göre vermişem. Sen yeqin böyük su stekanından istifade etmisen. Hemişe birinci defe ele olur mende çox çetinlikle elemiştim. Suyu az qoy yeni 2.5 pesok 2.5 su qoy. Hemde suyu az qaynat. dxovkanın tavasından istifade ele. Menim www.evdar.com adresimde de var onun terifi isteyirsen ordan da bax/
    Suyun hamısını qoyma hemde gördün ujey islanıb tezeden tökme üstüne sudan. Onda yaxsı olur . Bir iki defeden sonra öyreşeceksen. Mende öpdüm. Qızı burda olsaydı eyerdik. Esra şekilini oxşaya oxşaya bir teher oldu.

    YanıtlaSil
  7. Harika bir sunum bayıldım bayıldım....süpersiniz.MAŞALLAH size...bende yenı katıldı aranıza beklerım bloguma ..izlemeye alıyorum sizi güzel paylaşımlar için

    YanıtlaSil

Teşekkürler yorum yazdığınız için .. Beni çook mutlu ettiniz. :)

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM