24 Ocak 2010

Pazar Kahvaltısı ve Peynirli Tart

Her gün zengin, 4=4 lük  kahvaltı sofrası hazırlamak zor oluyor. Ama en azından haftasonu ailece kahvaltı keyfini kimse kaçırmak istemez. Biz kaçırdık mı acaba? Yok kaçırmadık ailemizin ve gönlümüzün dostları, gurbet elde bir sıcak ev yemeyine hasret olan 3 bekar  türk öğretmeni ağırladık.
Zeytin, beyaz peynir, kasar, bal, tahinli pekmez, salata, reçel, menemen, patates kızartması zaten her  misafir kahvaltısında muhakkak olur diye düşünüyorum. 
 Bizim sofrada olması gerekenler dışında  ekstra sarma ve ilk defa denediğim Peynirli tart vardı.
Aldığım tarifi hemen denemek vazgeçilmez huyum. Çünkü bir daha o tarifi ya kaybeder ya da unuturum. Bu yüzden de kahvaltı geleneğine yenilik katmak ve de yeni tadı hemen denemek maksadıyla  Fatoş Tuncayın  sitesinden aldığım peynirli tartı yaptım. Beğendim ama, kahvaltıda mı yoksa ikindi  çayında mı daha güzel olur diye  karar veremedim. Her ikisini de denemekte fayda vardır.   
 

Peynirli Tart 
 Hamur;

-->
1 yumurta
2 kaşık yoğurt
125 gr. Margarin
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un, bir fiske tuz

Peynir maydanoz

Üstü için ; 

yumurta sarısı, çörek otu

Yağı eritip, soğutalım.
Yağı, yumurtayı, yoğurdu, kabartma tozunu, unu ve tuzu ekleyip  yoğuralım. Unu ele yapışmayacak kıvama gelene dek ekleyelim.
Hamurun bir kısmını kek kalıbına yaymak için, bir kısmını da üstüne kafes sekli vermek için ayırıyoruz. Önce hamuru yaymak için ayırdığımız kısmı kalıba yayıp, üzerine peynirli maydanozlu karışımı,  sonrada kafes sekli vermek için ayırdığımız hamurdan  azacık koparıp, kare defterde olduğu gibi uzununa ve enine  şeritlerle kafes şeklinde hamurları diziyoruz.
Üstüne yumurta sarısı ve cörekotu ekleyip 180 derecelik fırında pişirelim. 
Afiyet olsun !

15 Ocak 2010

RULO PASTA


"Tebdili mekanda hayır vardır" diye bir söz okumuşdum . Gerçekden de hayır varmış. Bu sözün hikmetini bu pastayı yaparken daha iyi anladım. Çünkü ben bu pastayı Amerikaya gelmeden  önce yapamıyordum. Mekan deyişikligi  bana iyi gelmesede, bazı yemekleri keşf edip  yapmakta, gizli kalan sırların açığa çıkmasında yardımcı oldu.
10 yumurtayla denedigim bu tarifi şimdi 5 yumurtayla yapmak mutluluk verici degil de neydi ?:)  Sag olsun canım arkadasım Vefa yardımcı oldu tabi bu konuda, daha dogrusu cesaret verdi. Bunun özel sırrı varmış. Pastayı fırına koydukdan sonra kesinlikle fırın kapağı acılmayacak ve de fırın kesinlikle hava almayacak. Yani fırın hava almayacak sekilde kapatılacak, eğer kapak iyi kapanmıyorsa kapağın iç kısmına aliminyum folya koyup kapatabilirsiniz. Bu hava almasını önler.
Gelelim pastanın tarİfıne.

Hamuru;

5 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı un
1 paket kabartma tozu


Kreması için krem santi ve ya kendiniz hazırladığınız muhallebi ola bilir
Ben elmalı ic hazırladım:

İç malzeme;
3 elma
4 yemek kaşığı şeker
1 çay kaşığı tarçın
7 yemek kaşığı dövülmüş ceviz içi


Önce 5 yumurtayı şekerle birlikte beyaz olana kadar mikserle çırpıyoruz. Unutmayın  yumurtaları bir gün önceden buzdolabından çıkarı, oda sıcaklığında dursun. Yumurta soğuk olursa şekerle birlikte çırparken köpürmez.
Sonra da un ve kabartma tozunu ekleyiP biraz daha çırptıkTan sonra, alminyum folyo veya yaglı kağıt serilmiş buyuk tepsiye karışımı eşit bir şekilde yayıyoruz. Önceden ısınmış 180°C fırında üzeri hafif pembeleşene kadar pişirin.

Pişdikden sonra keki yaglı kağıt beraber sarın. üzerine nemli bir bez örtüp ılımasını bekleyin.

Sonra acıp kekin iç malzemesini sürüp, yeniden katlıyoruz, buzdolabına koyuyoruz





13 Ocak 2010

PİKNİK




Pikniği cok severim. Doğanın güzelligini doya doya görmek kadar harika bir sey yok sanırım. Aslında her zaman düşünüyorum acaba piknik sadece neyse yemek mi, yoksa  arkadaşlarla veya ailenle beraber olmak mı?
Sanki evet canım baska ne olacak sözünü duyar gibiyim her okuyucudan. Ama ben böyle düşünmüyorum. Kalbindeki, ruhundakı sıkıntıyı atmak, toprak kokusunu icine cekmek, her gun farklı gordügümüz tabiata farklı bakış acısından bakmak, bilinc altını tazelemektir piknik bence.
Tabiki aç kalmamakda lazım ama, bu kesinlikle kebab, börek, baklava olmamalı. Olacaksa sadece atıştıracak seyler ve tabiki biz türklerin vaz gecilmezi olan çay kesinlikle olmalı. Bak buna karşı deyilim.:)

Ama malesef biz ne yapıyoruz yemekleri çantaya doldurup sanki evde yemek  yiyemiyoruz gibi gidiyoruz bir yeşillik alana, kuruyoruz sofrayı ye Allah`im ye diyoruz. Artık dolan mide ne kadar hükmedebilirse akıl ve mantığa o kadarda keşfediyoruz tabiatı.

Austin`deki ilk pikniğimiz de monoton pikniklerden farkı deyildi . Makineye takılan bazı görüntüler doğadan her kes farklı zevk alabilir manasını çok güzel anlatıyordu.

11 Ocak 2010

UZUN BİR ARA VE AUSTİN TX



Uzun zamandan sonra blogu düzenlesem iyi olur diye düşündüm. Çünkü uzun zaman oldu bloga yazı ekleyemiyordum. Sebep uzun bir  gurbet yolculuğuna hazırlanmaktı. Her zaman hazır olduğum ama yaşamadığım bir  gurbet.
Hep gurbet şarkısı duyar, şiirleri okurdum, ama bunu okurken nedense aman.... derdim. Ne olacak canım gideriz, ne güzel gezmiş oluyorsun derdim. Bunun ayrılık olduğunu, sevdiklerini, düzenini bırakıp gitmek diye algılamazdım.
 Gurbete gelince anladım ki, gerçekten gurbet şiirler yazılacak, şarkılar bestelenecek kadar varmış. Ve gerçekten de GURBETMİŞ.


Ben bir gurbet türküsünde
Akşamın mavi örtüsünde
Öyle durdum bekliyordum
Geçmeyenler köprüsünde
Bağlandım kör düğüm oldum
Yolların şaç örgüsünde

Ah şu eller eller eller
Gurbet eller yetti gayrı
Birbirini çok sevenler
Böyle durmaz ayrı ayrı

Sen bir yerde ben bir yerde
Ayrı düştük aynı yerde
Senden önce bilmiyordum
Şimdi düştüm ben bu derde
Gurbet olmuş sıla olmuş
Ayrılık var varya serde



Temmuzun 4 de geldiğimiz Texsas`ın Austin şehri cehennemi hatırlatacak kadar sıcaktı. İyi ki Austin`i her özelliği ile anlatan, sabırlı, iyi gezi rehberimiz vardı.(rehberin kendisi de Amerika`da , yani Austin`de  daha bir senedir bulunuyordu ama kısa zamanda çok bilgiye sahip olmuştu anlaşılan.)
Rehber gezdirip, anlatmasaydı  her halde Austin hafızamızda  hiç de hoş olmayan hatıralar bırakacaktı.  Austin`in görülecek en güzel yerleri olan Kolorado nehri ve meclis binası havanın sıcaklığına rağmen görülmeye deyerdi.
Bu da  burada çekilen ilk resim. Özel makinayla değilde benim N82 5mp telefonla çekilmiş olsa da ( telefonumu yeniden sevdim bu sayede ) güzel resim olduğunu düşünüp sizinle paylaşmak istedi.

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM