16 Ocak 2011

GIDIYORUM; İNGİLİZCE VE TÜRKCE ÖĞRENMEYE




Paylaşmak güzeldir. Düşündüklerini, başarılarını, elinden gelebilecek tüm yeteneklerini sevdiklerinle paylaşmak istiyorsun. Bunları yaparken bazen bilmeden, farkına varmadan hata ediyor, yanlış yapıyor, kalp kırıyorsun üzülüyorsun. Aslında bunların olmaması için her inçeliğe dikkat etmiştin. Hatasız kul olmaz demişler.


Bu blogu 2007 de senesinde duygu, düşünce ve yapabildiklerimi yazmak, gün olurda zamanı geldiğinde ah eski günler diyerek bakabileceğim hatıra defteri misalinde olsun istemiştim. Şükürler olsun ki, iyi kotu bu zamana kadar getire bildim. İnşallah bundan sonrada en güzel bir şekilde devam etmek istiyorum. Ama bir az ara versem iyi olur diye düşündüm. Nedense yazarken hatalarını görmüyorsun. Fark ediyorsun sonra diyerek erteliyorsun. Sağ olsun duyarlı insanlar uyarınca  doğru bu hatalarımı düzeltme zamanı geldi diyerek blogun yazılarına ara veriyorsun.

Bu kararı gecen yazdığım Muzlu Pasta tarifine Hülya Çavdar tarafından yazılan yorumdan sonra verdim. Arkadaş beni nazikçe ve kendisine yakışır şekilde söyle uyardı:

tariföğretmeden önce en kendi dilini öğren.
noktalama işaretlerini yanlış kullanıyorsun
en iyisi hiç kullanma bari fark edilmesin.
(beyendendim değil beğendim)diye yazılır...
bilmiyorsan öğreneceksin,yoksa yazmayacaksın...
hülya çavdar

Bende kendime yakışır şekilde cevap hakkımı şöyle kullandım:

Mutfak dili dedi ki...Hülya hanım teşekkür ederim nazik uyarınız için. Saytın başlığında yazdığım gibi bu dili birlikte öğrenelim diyorum tarif öğretmiyorum. Sizin gibi dilini seven duyarlı insanlar sayesinde de inşallah hatalarımı en kısa zamanda telafi etmeye çalışacağım.
Aslında benim dilim türk dili değil. Ben azerbaycanlıyım ve dilimde azeri türkçesi. Yani yazılışıyla , okunuşuyla, hatta telaffuzu bile türkçeden çok farklı olan bir dile sahibim. Türkçeyi çok sevdiğim için öğrenmeye çalıştım. Demek ancak bu kadar yapabiliyorum.
Daha dikkatli olmaya çalışırım bundan sonra.
Birlikte öğrenelim demiştim. İsterseniz sizin yazdıklarınızda bir göz atalım.
1. Yazı başlarken büyük harfle yazılır.
2. Noktadan sonra yine büyük harf kullanılır.
3. Sizde benim gibi yapın. Ufak tefek hatalarla da olsa kendinize site açacak kadar azeri türkçesini öğrenmeye çalışın.
Sevgilerle...


 Bir azacık kırıldım, üzüldüm. Sonrada düşündüm ki, her kes kendi seviyesine göre yorum yapıyor üzülmeye değmez. Keşke arkadaş beni bir azacık tanıdıktan, daha önceki yazılardan benim kim olduğumu öğrendikten sonra kırmadan, üzmeden güzel cümlelerle uyarsaydı. Hayırlısı her şeyde vardır bir hikmet.



Amerika ya geldiğim bir buçuk sene oldu. Geldiğim zaman ingilizcem sıfır derecesindeydi. Bir çok sebepten dolayı  iyi bir kursa gitme fırsatım olmadı. Çok istediğim kursu da kazanamayınca kendimi oyalayacak bir çok kurs buldum. Azda olsa dili geliştirdim. Şükürler olsun ki, gecen ay daha önce sınavına girerek 33 puanla geçemediğim  ACC (Austin Community College) kursundan  bu defa 73 alarak sınırı geçtim.

Haftaya salı günü başlayacak olan kurstan nasıl vakit bulur da siteyle uğraşırım diye kara kara düşünürken bu yorumla karşılaştım. Her şeyde hayır vardır demek doğru. Bu zaman en iyi zaman dedim kendi kendime. İngilizceyle birlikte türkçeye de çalışır eksik yönlerini tamamlarım.
  Gerçi ben kendi dilimde bile yazarken çok hata yapıyorum.  Çünkü ben hiç bir zaman düşündüklerimi yazamıyorum. Konuşmayı çok seviyorum ama yazmak denilince kaç kere düşünüyorum.
Okulda okurken okulun tüm programlarında en güzel şiir söylemede, program sunuculuğunda tüm ödülleri alırken, dil dersinde imladan hiç iyi puan alamazdım. Öğretmenim "kızım sen hangi dilde konuşuyorsun?" derdi bende azerice hocam derdim.
"İyide buradaki  azericeyi ben tanımıyorum derdi. Harfler ya bir yerlere kaybolmuş, ya da sen onları yutmuşsun"  derdi hoca.
Dedim ya konuşmayı çok seviyorum. Ne yazık ki vazgeçemediğim  huyum her detayı en inçe ayrıntısına kadar anlatmak.  Her kesle konuşurken söylediklerimin arkasından akıllarında en ufak acaba kalmasın diye,  her konuyu en ince ayrıntısına kadar açıklıyorum. Anlatmam gerek mi değil mi önemli değil. Rüyamı bile paylaşıyorum her kesle samimice.
Bu konuyla ilgili olarak da bu kadar yazı yazdım . Ne düşündüğümü, neden ara vermek istediğimi yeteri kadar açıklamak istedim. Sadece bir müddet yazmaya bilirdim. 
Yeniden dönerken de işlerim vardı diye yazardım. Maalesef ben böyle deyilim. 
Bu yazıyı okuyarak " Aman sanki olmasan ne olur" deyenler kadar " En kısa zamanda yine dönersin deyenleri de " şimdiden duyuyor gibiyim.
Bende en kısa zamanda dönmek istiyorum. Çünkü burası benim küçük dünyam. Ve bu küçük dünyada cana yakın bir çok arkadaşla tanıştım. Onları kaybetmek istemem. Hem bu kadar kolay pes eden biri  de değilim. Zor olanı seviyorum ve kazanmak için de elimden geleni yapmak istiyorum. Zaten kolayı deyil, zoru başarmak olaydır. 
 Çok çalışmam lazım çooookkkkk....



Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur. (atasözü)

En kısa zamanda görüşmek üzere. Sevgilerle...

16 yorum:

  1. Aaaa!
    Bir dakika sen de mi?
    Nereye gidiyorsun,olur mu öyle şey!
    Blog yazmayı sakın bırakma.
    Neticede türkçe ana dilin değil kaldı ki ana dili türkçe olan bizler dahi zaman zaman nice hatalar yapıyoruz.Tabi ki olabildiğince dikkat etmeli,özen göstermeli lakin beşer,şaşar demişler.Ben senin azeri olmana rağmen dilimizi çok güzel konuştuğuna inanıyorum.
    Sıkma canını lütfen..
    Güzel haberlerini bekliyorum.Anlaştık mı?

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Pepela. Evet hatalar yapılır ama ben ne yazık ki kendi hatalarımda kendimi zor afedemiyorum. Kendime kapanıyorum, soru soru üzerine. Yani anlıyacağın olmadık şeylerden çanımı sıkmayı başarıyorum. Bırakmayı düşünmüyorum, en iyi şekilde yapmak için bir az ara vermek istedim. Çok güzel şeyler hayel etmiştim. Malesef gelen mesajla hepsi suya düşdü. Bu düşünceleri teker teker sudan çıkarmam lazım, beyin harmanımda kurutmam lazım. Bu da zaman alacak bir azacık.
    Şükürler olsun ki konuşmamda hata yok. Benimle tanışalar türkiyenin neresindensiz diye sorarla. Bende ben azeriyim deyince çok şaşırırlar. Bu yeterince bana gurur veriyor. Hayırlısı olsun. Anlaştlk Pepelacaım. Döneceğim hayırlısıyla. Sizin gibi gönül dostlarına ihtiyacım var.
    Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  3. Ablası önce şunu bil, herkes hatalarıyla yanlışlarıyla doğrularıyla insandır. Kaldı ki, bir dili yanlış kullanmak hata değil, adı üstünde sadce "yanlış kullanmaktır" İmla kurallarını ihlal etmek, hangi "hatalar" kapsamına giriyorsa o arkadaş bunu da dile getirsin, yıkıcı değilde yapıcı bir eleştriyle insanlara yaklaşmayı denesin, o zaman belki asıl kendi yaptığının "hata" olduğunun farkına varır.

    Böyle sert ve aşağılayıcı tenkitler, sadece kişinin kişiliğini ele verir, doğruyu göstermez, doğrudan sayılmaz. Ben senin kadar mütevazi olamıycam yani hiçte "nazik" bir tavır değil bu uslup. Bak ne güzel bir yere geldik, "ÜSLUP" yani kurallardan önce insanın kendisine yol edinmesi gereken bir çizgidir bu. Önce onu öğreneceksin sonra tenkid edeceksin. Özellikle "sms" ve "msn" diline rağbet eden gençlikte maalesef bu yok.

    Ayrıca bende, nedense bizim dilimze acemi olupta yarım yamalak ta olsa Türkçe konuşmaya çalışanlara bilakis sempati duyuyorum, bu eminim çoğumuzda var. Daha bizden geliyor bana, daha samimi önemli olan da bu zaten, yemeğin tarifi değil, tarifin ve tarif edenin içtenliği. Bir çok poğaça tarifi bakıyorum, hemen hemen birbirinin aynısı olmasına rağmen, daha samimi daha net daha benden olan kelimeler beni daha çok çekiyor. Bu yüzden takma kafana.

    Soruna gelince, açık öğretim sınavlarım vardı evet, ben lise son sınıf terktim, evlenince (çok lazımmış gibi) kaldı, şimdi içimde kalan, ve yapamzssam gözüm arkada kalıcak dediğim "öğretmenliğe" baş koydum, bunun için ne gerekiyorsa yapıcam, yaşım başım hiç önemli değil, yeterki hedefime ulaşayım. Yani zararın neresinden dönülürse kardır diyorum ve bunu da herkese tavsiye ediyorum. Kemal Sunal 45 yaşında avukatlık cübbesi giydi, ben niye öğretmen olmayayım...

    Şimdilik bu kadar canım, o güzel canını üzme diyerek sevgilerimi yollayaram:)

    YanıtlaSil
  4. Selam canım:)
    sen aramızda olmaya ve samimice herşeyi paylaşmaya devam et kardeşim
    böyle yorumlara da aldırma sen bunlar hepimize yapıldı
    kaldı ki cevabını da münasip bir dille vermişsin zaten
    kendisi böyle paylaşımlar yapmayı beceremeyen insanlar bizleri de vazgeçirmeye çalışıyorlar boşver sen onların istediğini değil gönlünden geleni yap bizleride güzel paylaşımlarından mahrum eyleme emi:)
    Benim Azeri arkadaşım var konuşmasına bayılırım:)
    ayrıca bende yazılarımda noktaya virgüle dikkat ederek yazmam aklıma estiği gibi gönlümden geldiği gibi samimice olduğum gibi yazarım kardeşim kimene:(
    bana sormuşsun ya ben Mekke de değilim Medine deyim ama her iki şehirde de çok türk var komşularım arkadaşlarım var hamdolsun
    umarım birgün gelmen nasip olur da görürsün
    haaaa bu arada rulo muhallebiyi korkusuzca yapabilirsin kırılma falan olmaz canım
    sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Maalesef ki Türkçe ana dili olduğu halde düzgün kullanmayan çok kişi var.Siz Azeri Türkçesiyle konuştuğunuz için daha zor oluyordur.İnsanlar keşke karşılarındakini yargılamadan önce aynaya bakma nezaketinde bulunabilseler.Canınızı sıkmayın bence bir dili bile düzgün konuşamayan ya da yazamayanlar olduğunu düşününce sıkılmak gereksiz ki siz zaten bunu kabul ediyor ve öğrendiğinizi dile getiriyorsunuz.Bizim ana dilimiz olduğu halde biz bile zaman zaman hatalar yapıyoruz.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  6. Selam bende oylesine yemek bloglarinda gezerken size rastladim. Karismadan edemem dedim kendi kendime. Bende hic boyle bir iki sacmalik yuzunden birakmayin derim. Ben 17 yil TR'de dogup buyudugum halde bir suru imla hatasi yapiyorum. Esim okurken hep duzeltiyor birde ustune benimle dalga geciyor kaldiki sizin ana diliniz bile degil. Ben 5 yil fransada ( f buyuk olmali normalde :))) kaldigim halde sizin turkceniz kadar fransizca konusamiyorum. Bende ingilzce ogrenmek istiyorum ama nerdeee. Uzmeyin kendinizi. Bence o size sinir olmus, ona tarif ogretmenize gelememis. BOyle insanlar cok var.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba komsum ,
    ben de diger arkadaslarin dedigi gibi sen yoluna devam et diyorum seni bizzat taniyan biri olarak guzel Turkcemizi cok guzel konustugunu biliyorum anadili Turkce olmayan birisi icin cok ama cok guzel. Yazmaya gelince , ben senin yazdiklarini okumayi seviyorum .Allah herkeze degisik kabiliyetler vermis sende konusma ve yazma kabiliyeti hat safada bunu kullanmamak olmaz demi ama :) evet bazi yazim hatalari olabilir ama bunuda duzeltebileceginden eminim. Saglicakla kal .

    YanıtlaSil
  8. Şu 'adsız' mesajlar yüzünden kaç arkadaş başarı ile yazdıkları blog mevzundan vazgeçti!
    Bunun önüne geçmeli,tepkisiz kalmamalı..

    Üç günlük dünyada her şey fani.Bize kalacak olan şey bir hoş sada,bir muhabbet!

    Maalesef bazı kimseler var ki başkalarının mutluluğunu ve huzrunu asla sindiremiyor.Ne gereği var Allah aşkına!?

    Bu seni lütfen yıldırmasın.
    Sadece sana değil herkese yapıyorlar bunu.İnce bir yüreğin olduğu besbelli..

    Kafanı toparla,bomba gibi dön inşaAllah.

    YanıtlaSil
  9. Merhaba,
    Konuyu hobibox'dan gördüm. Merak ettim, sitenizi tıkladım.

    Oldukça kötü bir olan bir durumda verilebilecek en güzel ve zarif cevabı vermişsiniz. Sizi tebrik edemeden geçemedim.. Aynı durumda ben olsam sizin kadar zarif bir tepki veremeyebilirdim...

    Bu arada sitenizi takibe aldım ;) siz de ve birçok blog yazarında özendiğim şey, konuşur gibi yazılması. Başarılarınızın devamını dilerim...

    Saygılar...

    YanıtlaSil
  10. Bloguma yorumunuzdan dolayi təşəkkürü bir borc bilirəm :)) Yemek bloguma da beklerim. Gitmeyuin kalin bence daha ne tarifler paylasacagiz. Ingilizce mi :((( Ayyy cok kotuyumm....

    YanıtlaSil
  11. Yeniden selam, benim bir ara azeri arkadasim oldu. Onlarin televizyonu azeri kanallari cekiyordu :) Bana konusmalari cok siirsel gelirdi. hAtta o zamanlarda ben'e men derdim :) Google bu is icin birebir :) kalevyede olmasina gerek yok. Tanistigimiza tekrardan cok sevindim. Tariflerinizi sabirsizlikla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  12. Hayırlı hafta sonları.Bir dil bir insan 2 dil iki insan deyiminden yola çıkarak ,çok güzel tebrik ederim sizi devam edin bence.Başarılar diliyorum Allah zihin açıklığı versin.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  13. Canım benim,biraz geç olsa da yorum yazmak istedim.Üzüldüğüne değmez. Neden mi?
    Adsız'ın yorumunu okurken kendisinin hiçbir kurala riayet etmediğini,hatta yazım kurallarını katlettiğini gördüm.Sen de bir kısmını belirtmişsin zaten..
    Ve ona cevabım kendi kelimeleriyle olacak;
    "bilmiyorsan öğreneceksin,yoksa yazmayacaksın...hülya çavdar"
    Ödüller için tebrik ederim.Zevkle izliyorum..Başarılar

    YanıtlaSil
  14. Merhaba
    Austin'le ilgili yazıları araştırırken sizin yazılarınızı gördüm.Öyle içten yazmışsınız ki ne varsa hepsini okmaya çalıştım.Ben Türkçe öğretmeniyim.Seneye Austin'e yerleşmeyi düşünüyoruz.Şimdi Türkiye'deyiz.Sizinle özel yazışmak isterim.Benim bir tarafım Azeri:)Lütfen yazmaktan vazgeçmeyin.Bir Azeri türküsündeki sözler geldi aklıma''Men gelmişem semavara ot salam.Gelmemişem yüreğime dert salam'.Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  15. Merhaba Nehir hanım teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Her zaman kapım açık burya gelincede gelmedende görüşelim inşallah. Mesajınızı bekliyorum. Austinle ilgili bilgileride paylaşırız inşallah. Benim mail adresim sitede var. profilden yaza bilirsiniz. Görüşmek üzere

    Türkü de çok güzel.
    Dinlerken yanlış anlaşılmış ola bilir her halde.
    Semavere "ot" salam değil "Od"
    ot bizde sanırım türçüdede aynı anlamda. Bildiyimiz ot
    Ama od dedikleri şey odun ve ya yanacak kömür anlamındadır.
    İnşallah bende siteye türkce azerice lugat eklemek istiyorum. Çünkü azerbaycandan da bakıyorlar siteye. Onlara kolaylık olsun diye.
    Teşükkürler..

    YanıtlaSil

Teşekkürler yorum yazdığınız için .. Beni çook mutlu ettiniz. :)

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM