20 Şubat 2010

MAYALI PEYNİRLİ POĞAÇA



Bahar geliyor ama ben tembel  hala kış uykusundan uyanmadım. Son zamanlarda işin kolayına kaçıyorum.  Tatlı veya poğaça hazırlamam gerekse hemen internetten kolay yapılacak tarifler arıyorum. İyi tarafı aldığım tarifi de uyguluyorum.  Demek o kadarda tembel değilim şükür.  Bu tarif de kolay poğaça tarifleri arasından bulduğum  harika bir tarif.
Yalnız  söyleyeyim poğaça peynirli, ama ben patates püresi hazırladım ve onu iç malzeme olarak kullandım.

Malzemeler:
  • 1 paket yaş maya (1,5 yemek kaşıgı kuru maya)
  • 2 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1.5 tatlı kaşığı tuz
  • 2 adet yumurta ( birinin sarısını üzerine sürmek için ayırın)
  • Aldığı kadar un ( yaklaşık 5-6 su bardağı un )
İç malzemesi:
  • 150 gr lor peynir
  • yarım demet maydanoz
  • haşlanmış ezilmiş patates püresi
Yapılışı:
  1. 2 su bardağı sütü ve yağı karıştırın biraz ısıtın. (sıcak olmasın)
  2. 1 paket mayayı kabın içine ufalayın ve elinizle sütle iyice homojen bir karışım olasıya kadar karıştırın.
  3. Tuzunu ve yumurta akını ilave edin.
  4. Yavaş yavaş ununu ilave edin ve bir yandan elinizle karıştırın. Kulak memesi kıvamında bir hamur elde edene kadar un ilave edin ve güzelce yoğurun.
  5. Üzerini örtün. ( bu şekilde 1-2 saat hamur iki katı büyüklüğe ulaşıncaya kadar mayalandırın)
  6. Bu arada içini hazırlayın. Lor  peynir ve kıyılmış maydanozu bir kabın içerisinde karıştırın. Tuzsuz lor ise 1 çay kaşığı kadar tuz ilave edin
  7. Daha sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın ve daha sonrada istediğiniz şekli verip yaglanmış tepsiye dizin, önceden ısıtılmış 200 C fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin. 
                                                                                                 

    19 Şubat 2010

    EVLİLİK YEMİNİ


    Gecenlerde msn adresimdeki arkadaşlardan bir tanesinin isminin önündeki yazıda bu şarkı çalıyordu. Mustafa Ceceli " Hastalığında ve Sağlığında" . Üstüne tıkayınca açılan şarkıyı sonuna kadar dinledim. Sonrada düşündüm. Keşke asker yemini, doktor yemini gibi bir de evlilik yemini olsa . 

      Nikah masasındaki geleneksel sorulardan kaçarak, ayak basma birinciliğinden kurtularak, millet ne der utancını yıkarak, bir daha bu yoldan aynı hevesle yürümeyeceğini  düşünerek, sonradan keşke yapabilseydik o yemini  dememek, takılan yüzüğün öylesine değilde, bir ömür boyu ikisini bir birine bağlayan tek halkanın anlamını kavraya bilmek, ele-ele, göz-göze bir ömür boyu birlikte yaşlanabilmeyi düşünmek   için  yeni bir yenilik.

    EVLİLİK YEMİNİ !


    Ben…/Ben……( İsimler söylenir)


    Biz ikimiz/Birbirimizi sevdik./Birbirimizi seçtik./ Birbirimize söz verdik./Birbirimize eş olduk.
    Şimdi birbirimize verdiğimiz söze tanık olmanızı isteriz.

    Bundan böyle;/İkimiz birbirimizin en yakınıyız./Yalnızlığımızda ilk birbirimizi bulacağız./Sırlarımızı önce birbirimize açacağız. /Sevinçlerimizi birlikte çoğaltacağız.

    Bundan böyle;/İkimiz birbirimiz için en iyi kılavuzuz./Hep birbirimizin iyiliğini istiyor olacağız./Olur da şaşırırsak doğruyu birlikte bulacağız./Olur da düşersek birlikte ayağa kalkacağız.

    Bundan böyle;/İkimiz birbirimizin yol arkadaşıyız./Yokuşlarda ve inişlerde hep el ele kalacağız./Dağlarda ve çöllerde yan yana yürüyeceğiz./Yolun sonuna birlikte varacağız.

    Bundan böyle;/İkimiz birbirimizin en büyük yardımcısıyız./Eksiklerimizi birlikte tamamlayacağız./Kusurlarımızı örtüp hatalarımızı hoş göreceğiz./Yuvamızı birlikte şenlendireceğiz.

    Bundan böyle;/İkimiz birbirimizin en yakın dostuyuz./Üzüldüğümüzde birbirimizi teselli edeceğiz./Sevinçlerimizde birbirimize sarılacağız./Mutluluklarımızı birlikte tamamlayacağız.

    Bundan böyle;/Birbirimizi daha çok seveceğiz./Birbirimizi seçtiğimize daha çok sevineceğiz… Bundan böyle;/İkimiz birbirimize emanet olacağız.

    Senai Demirci


    Yemin edecekler, bu yemini bozmamak adına da her iki taraf elinden geldiği kadar hassas davranacak. Her defa çıkacak olan  küçük pürüzlerde bu yemin hatırlanacak, "Yaradılanı sev, Yaradandan ötürü" denilecek sorun neyse hemen çözülecek.  Bu dünyada ölüm ayırıncaya kadar, ahiretimde de eşimi bana eş olarak ver, ve  her ikimizi de cennetinle şereflendir Rabbim  diye dua-dua yalvaracaklar.

    " Allah bir yastıkta kocatsın "  sözünün iksiridir evlilik yemini !

    Bence....

    18 Şubat 2010

    RUS SALATASI



    Malzemeler;
    3  adet havuç
    3 adet orta boy patates
    2 yumurta
    1-2 adet orta boy salatalık turşusu
    1  kutu bezelye konservesi (yaklaşık 6-7 yemek kaşığı)
    1 kutu mısır konservesi
    4-5 demet dereotu
    2 adet yeşil soğan
    4-5 demet maydanoz
    2 yemek kaşığı yoğurt
    3-4 yemek kaşığı mayonez
    tuz, karabiber

    Hazırlanması;

    Önce patatesleri, havuç ve yumurtaları isterseniz aynı kapta  veya ayrı ayrı kapta  haşlayın. Haşlandıktan sonra kabuklarını soyup küçük küçük  tavla zarı  şeklinde doğrayın. Sonra salatalık turşusuna da aynı işlemi uygulayın. Bezelye ve mısır konservesinin  suyunu süzün ve sudan geçirin. Dereotu, maydanoz ve taze yeşil soğanı da küçük küçük doğrayın. Bütün malzemeleri geniş bir kaba alın, yoğurt, mayonez, tuz, karabiberi de ilave ederek karıştırın. Karıştırırken malzemelerin fazla ezilmemesine dikkat edin. Servis tabağına veya kare bir borcama dökün. Uzerini maydanoz yaprakları ile süsleyin.

    Afiyet olsun!

    Ek: Ben bu saltaya haşlanmış et de ilave ediyorum. Tadına farklı bir tat katıyor. Kuşbaşı dana etini haşlıyorum. Elimle küçük parçalar halinde didikliyorum ve salataya ekliyorum.. İlave etmeye de bilirsiniz.  Ama bu salata rus salatası ve ben rusların bu salatayı etsiz yaptığını görmedim.

    15 Şubat 2010

    LALELER

     
    Sevgililer gününden bir gün önce amerikalı öğretmen eşiyle birlikte misafirimizdi.. Kültürü, mutfağı ve  her yönüyle farklı olan bir millet nümayendesini misafir olarak ağırlamak hiç de kolay deyildi . Bu yüzden de hiç bir konuda eksiklik olsun istemedim. Kaç gün önceden heyecanla hazırlandığım bu misafirlik beklediğimden çok daha iyi geçti.
    Misafirin bize hediye olarak getirdiği laleler de yorgunlugumu tamamen unutturdu.
    Laleye  azeri türkçesinde tülpan deniliyor.   Hatta çok ünlü azeri  sanatçısı  Reşit Behbudovun "LALELER" şarkısı bile var ama o lale bu lalae degil. Cünük azerice de lale gelinciye deniliyor.


    Ah o gelincikler. !!!
    Buğday tarlasını kırmızı kana boyar gibi gözüken, toplarken bile  elimizi, elbisemizi çıkmaz lekelerle boyayan gelincikleri toplamak çocukluğum en güzel anısıydı. Gelincik toplamak kolaydı da  laleyi bulmaksa marifet işiydi. Bezen lale arayıp toplamakta iddiaya girerdik.  Çünkü lale bulmak çok zordu. Bulduğumuzda da çok sevinirdik. Ve bir kaç gün laleyi bulma hikayemizi her detayına kadar her kese anlatırdık.
    Şimdi bu dokuz laleyi bir arada bu kadar kolaylıkla elde edince kendi kendime düşündüm " Benim çocukluğumda bu dokuz laleden dokuz farklı hikaye çıkardı........"

    11 Şubat 2010

    HÜNKAR BEYENDİ


    Hafta sonu Ayşe Koroğlunun  misafiriydik. Sofra, yemekler, baklava, misafir ağırlama hepsi 10 üzerinden 10 du maşallah. Hele bir hünkar beyendi vardi ki, enfesdi. İsmini duyunca şaşdım ama yedigimde Hünkara hak verdim:))
    Hünkar aşcısı kadar marifetim olmasada en azından bizim evin hünkarına yapıp beyendirmek için tarifi aldım.
    Aslında bu yemeyin tarifinden cok tarihini merak etdim. Ama araştırmalarım sonuç vermedi. Hünkar beğenmişse bir bildiği vardir dedim .

    1. Beşemel sos malzemesi:

      • 3-4 patlıcan
      • 3 çorba kaşığı un
      • 4 çorba kaşığı tereyağı
      • 2 su bardağı süt
      • 1 tatlı kaşığı tuz
    2. Et malzemesi:


      • 1/2 veya 1 kg kuzu eti, şeritler halinde kesilmiş (kuşbaşı dana eti kullandım ben)
      • 2 diş sarımsak,doğranmış
      • 1 çorba kaşığı un
      • 1 yemek kaşığı domates veya biber salçası
      • tuz
      • karabiber
    Sosun hazırlanması:
    1. Patlıcanları alimünyum folyoya sarıp ocağın üzerinde közleyin. Közlendikten sonra soyup ezin.
    2. Un ve tereyağını kavurun.
    3. Sütü azar azar yedirin.
    4. Tuzu ekleyin.
    5. Sosu ezilmiş patlıcanlarla karıştırın.
    6. Tüm karışımı çukur bir tabağa alın.
    Etin hazırlanması:

    1. Etleri tavaya koyun ve suyunu çekene kadar az sıvıyağ ile pişirin.
    2. Unu ekleyin.
    3. Sarımsakları ve salçayı da ilave ettikten sonra tuz ve karabiberle lezzetlendirin.
    Servis yaparken tabağa ilk önce beğendisini (sosunu) koyun. sonra beğendinin tam ortasına gelecek şekilde eti yerleştirin.
     Bu tarif 4 kişilik.

    Afiyet olsun!

    2 Şubat 2010

    ELMALI KURABİYE



    Ailece sevdiğimiz kurabiyeler arasında yer alır bu kurabiye. Tembellikten olsa gerek ki uzun zaman oldu  yapmıyordum bu kurabiyeyi. Geçenlerde blogları gezerken tevafuk sürekli bu tarif çıktı karşıma. Bunun bir hikmeti var dedim mutfağın yolunu tuttum.
    Gerçek tarifte bu kurabiyenin arasına elma püresi konulur. Bazen elma bulamayınca veya elmaları rendelemek, pişirmek zor gelince, hazır reçel ya da marmelat imdada yetişiyor. Aynı lezzeti bulduğumu söyleyebilirim.

     Hamuru için;

    • 1 paket margarin (250 gr, eritilmiş),
    • 1 bardak yoğurt,
    • 1 bardak toz şeker,
    • 1 yumurta,
    • yarım paket kabartma tozu
    • aldığı kadar un

    İçi İçin:
    • 3 elma
    • 2 yemek kaşığı toz şeker
    • 1 yemek kaşığı tarçın
    • 5-6 yemek kaşığı dövülmüş ceviz

    • Önce un hariç tüm malzemeleri karıştırıyor sonra kıvamı buluncaya kadar unu azar azar ekliyorsunuz. Kıvamı tutunca iyice yoğuruyorsunuz. Bu kurabiye hamurunun çok fazla yoğurulması gerekiyormuş. Yoğurduktan sonra üzerini örtüp, içini hazırlamaya başlıyorsunuz.

     İç harcın hazırlanması;

    • 3 elmayı rendeleyip, 2 yemek kaşığı toz şeker ve 1 yemek kaşığı tarçın ilave ederek pişiriyorsunuz.
    • Pişince yarım su bardağından biraz az dövülmüş ceviz ekliyorsunuz.
    • Hamuru üç bezeye ayırıp her bir bezeyi orta boy pizza hamuru genişliğinde açıyorsunuz. (hamur ne çok ince ne de çok kalın olsun) her birini 8 eşit üçgene bölüp geniş taraflarına 1 tatlı kaşığı kadar elmalı içten koyuyorsunuz. Üçgenleri sarıp kıvrılan kenarları üste gelecek şekilde tepsiye diziyor ve üstlerine hiç bir şey sürmeden 180C'de ( 350 F) hafif pembeleşene kadar pişiriyorsunuz.
    • Fırından çıkardıktan sonra ilk sıcaklıgı çıktıktan sonra yaklaşık 3 dakika sonra pudra şekeri serpiyorsunuz... (pişerken kenarları hemen kahverengi olmaya başlarsa 150 C'ye ( 300 F) getirip öyle pişirin...)

    Afiyet olsun!

    1 Şubat 2010

    AŞURE YARIŞMASI

      Baküdeki kalabalık arkadaş ortamından, hemen hemen her gün sosial aktiviteler yaptığımız bir yoğunluktan sonra geldigimiz, her kesin masallar alemi sandığı  Amerika`da  hayal kırıklığına ugramamak mümkün deyildi. .Bu sıkıntılı günlerde Austin`de ki Turkevi imdadımıza yetmiş ve bu şoku üzerimizden atmaya yardımcı olmuştu. Burda tanıştığım bir çok arkadaşlarla Bakü`deki gibi her gün olmasada, bazen bir araya gelip kermez, yarışma ve başka faliyyetlerde bulunuyoruz. Bir kaç gün öncede bu faliyyetlerden biri olan AŞURE yarışmasında  yine bir aradaydık. Çoğu amerikalılardan oluşan jürinin verdigi puanla aşure yarışmasının birinçisi belli oldukdan sonra her kese bedava  aşure  dağıtıldı. Aşurenin  yanı sıra el işlerinin ve yiyeçeklerin (baklava, salata ve börek) satıldığı bu yarışmadan bazı kareleri sizinlede paylaşmak istedim.


    ✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

    Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM