28 Ocak 2016

Sofralarım



İki millet bir devlet  Azerbaycan-Türkiye. Dilleri anlaşılır, kültürleri, adetleri, mutfakları yakın sayılır derken karşına çıkan farklılıklara şaşıyorsun.

Peki nelerdir bu farklı olan konular: Aile kuralları, bayram kutlamaları, kız isteme, düğünler, cenazeler, misafirlikler ve sair...

İlk olarak Azerbaycan`da kendinden büyük kardeşe abi,  abla diye seslenilmez. Kendi ismiyle seslenirsin (bazı ailelerde bu biraz degişir). Ailenden olmayan ama senden büyük olan akrabalarına bacı, kardeş, muallim, emi, hala, bibi diye hitap edersin.
Anne ya  mamadır ya da anadır, baba papadır, dededir Azerbaycan`da. Büyüklerin eli öpülmez, hiç yoktur öyle bir adet anne babanın dahi eli öpülmez.
Kız istemeye oğlanın kendisi asla gitmez çok ayıp sayılır :)) Beni istemeye eşim de gelince bizimkiler baya şaşırmıştı :))
Düğünler de çok farklıdır. Kız ayrıca düğün yapar, oglan ayrıca düğün yapar. Gerçi artık bu bir az eskide kaldı simdi her iki taraf anlaşıp bir düğün yapıyor da.
Çeyizin hepsini kız tarafı yapar. Beyaz eşyasından tut, perdesine,avizesine, yatak odasına kadar herşeyi. Ama erkek tarafı da iyi altın takar. Hele ki durumu iyiyse yüzüğü, küpesi, kolyesi bile pırlanta olmalı:))
Düğünler yemeklidir ve masanın üzerinde parmak koymaya yer bulunmaması şart olmuş derecede. Köy düğünleri de hep yemeklidir. Yemeksiz asla düğün olmaz.
Cenazelerde Türk kültüründeki gibi komşular yemek yapıp getirmez:(( Ev sahibi yapar her şeyi. 3-7-40. günü diye bir şeye var bu günlerde kocaman çadır kurulur bolca yemek yapılır gelenlere dağıtılır. Bu geleneğe son zamanlarda da bir kısıtlama getirildi çok şükür. Artık yemek degil sadece helva, çay ikram edilecekmiş.

Peki misafirlik nasıldır? 5 çayı, kahvaltı misafirliği, bize caya gel, kahveye gel diye bir şey yoktur Azerbaycan`da. Bir tek misafirlik vardır ya öğlen yemegine çağırırsın ya da aksam yemegine .Tatlısını, tuzlusunu, yemegini, salatasını, en özel pilavını da o zaman yaparsın. Hepsi bir akşam misafirliğinde sofraya dizilir :))
Kahvaltıda zeytin, pekmez, tahin, domates salatalık, menemen, patates kızartması yenmez. Sut, peynir, reçel, yumurta cay vardır sadece.
Her öğün yemegi sadece bir veya iki çeşittir. Kesinlikle pilav yoktur yemeklerin yanında.  Çorba haftada iki kere belki üç kere pişer. Bolca et yemekleri vardı. Sarma kıymasız asla olmaz:) Börek, şerbetli tatlılar, açmalar, börekler yerine  pasta, kurabiye tarzı lezzetler vardır.  Börek olarak sadece gözleme, şorgogal vardır ki bunlar her zaman yapılmaz.

Şimdi neden bunları yazıyor diyeceksiniz. Şöyle ki, kahvaltı sofrası hazırlamak, cay saatleri için çörek, börek, tatlılar, kurabiyeler, salatalar yapmakŞ misafir agırlamak benim için inanılmaz bir zevk.
Her defa bu hazırlıkları yaparken annemlerin verdikleri tepkiler geliyor aklıma. Kahvaltıya misafirlerim var diyordum onlar da "o kadar erken ne işleri var senin evinde" derlerdi :))
Bir akşam esimin arkadaşları aksam çaya geleceklerdi. Ben de salata, börek, tatlı yaptım. O gün aynı zamanda erkek kardeşimde gelmişti. Mutfağa geçti, masanın üzerindeki servis tabaklarındaki salataya, tatlıyı, böreğe bir göz attı, ocağın üzerinde demlenen pilav tenceresini de görmeyince, "sakın içerideki misafirlere sadece bunları yaptım deme" dedi :)) Ben de "Dedim bile sadece bunları yaptım".. :)))
Ya sen hiç utanmıyor musun, bunları nasıl vereceksin içerideki adamlara, ayıplarlar insanı yaa.
Yok kardeşim sen hiç merak etme türklerde adet bu. caya geliyorum diyorlarsa bunları yapıyorsun, yemege geliyoruz derlerse de mantısını, böreğini, salatasını,çorbasını, etli yemegini yaparsın:)) Çok çok ilginçmiş demekle yetindi garibim :))

Evlendiğim zaman annemlerin  en çok endişe ettiği konuydu, acaba ben türklerin adetlerine, kültürlerine, yemeklerine alışabilecek miydim :) Eşim azerbaycan yemeklerini yemese ben türk yemekleri yapabilecek miydim:) Birşeyi unutmuşlardı tabi ben yemek yapmayı bilmiyordum ki :)))
Benimse endişe ettiğim konu farklıydı, hangi mutfak daha kolay olurdu benim için, Türk mutfağı mı, Azerbaycan mutfağı mı. Kararımı evlilik kararı kadar çabuk vermiştim ve benim için de farklı bir macara olur diye türk mutfağını seçmiştim. Seçimim esimin de işine gelmişti.:))
Ve o gün bu gündür o seçimin peşinden buralara kadar gelmiş, tecrübelerimi, yaptıklarımı, kurduğum sofraları da sizinle paylaşmayı zevkli bir hale getirmiştim.
İşte elimden geldiği kadarıyla hazırladığım sofraların  birkaçı da burada. Evimizden misafir eksik olmasın inşallah.










7 yorum:

  1. Yazın da en az sofraların kadar güzel olmuş. Bir çırpıda okudum. ve gerçekten şaşırarak okudum. Hiç tahmin etmezdim arada böyle farklılıklar olabileceğini. Hep aynı zannederdim. verdiğin güzel bilgi, kültür paylaşımı için çok teşekkürler Samire... Bu arada iyi ki Türk yemeklerini şeçmişsin; çünkü çok güzel yapıp sunuyorsun. Ellerine sağlık, sevgiler.....

    YanıtlaSil
  2. sofraların çok güzel zevkinize hayran kaldım resmen. :) Daha nice güzel sofralar hazırlarsınız inşallah sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Çok güzelmiş sizin adetleriniz de. Bu kadar fark olduğunu da bilmiyordum şaşırdım. Sizin hiç yemek bilmiyorken bu kadar becerikli olmanız ise müthiş bir başarı.

    YanıtlaSil
  4. büyük bir zevkle okudum postu canım.bilmediğim şeyleri öğrendim.ama bence türk mutfağına o kadar çabuk alışmışsınkı masalarada bunların kanıtı.ellerine sağlık.sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Ellerine sağlık. Googleda şekerbura tarifi ararken bloğunu gördüm. Benim eşim de Azerbaycanlı. Yazını gülümseyerek okudum. Sevgiyle kal..

    YanıtlaSil
  6. Kardeşinizin mutfaktaki tepkisine bayıldım :)

    YanıtlaSil

Teşekkürler yorum yazdığınız için .. Beni çook mutlu ettiniz. :)

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM