21 Eylül 2013

Ev Ekmeği ...


Mutfak Dili 2007 eylul ayında dogdu ve bu güne kadar tam 299 post yayınladı.. 
Bu gün 300. postu yayınlıyorum. 
Bol bereketli, uzun senlere olsun istedim o yüzden Ekmek tarifi en güzel yayın olacak dedim.. 
Nice güzel yayınlara..

Ev ekmeği gibisi yoktur.. Özleyen bilir, çeken bilir..
Amerika` da ağız tadına göre ekmek bulmak gerçekten çok zor.. Bulsan bile pahalı.. Bu konuda daha önce uzunca bir yazı yazmıştım yeniden bir daha yazmayayım.. Okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz Çiçek Ekmek. 


Ben asıl bu ekmeğinin konusuna geçeyim. Yazıyorum sürekli İnstagram`dayım buyrun gelin ziyarete.. Günlük, anlık, haftalık paylaşımlarım oluyor.. Benim izlediğim tatlı arkadaşların da harika güzel paylaşımları oluyor.. Faydalanıp, fikir alıp çok severek uyguladığımız.. İşte o güzel ve özel paylaşımlar arasında böyle güzel ekmek tarifi de vardı.. Tarifin sahibesi Ayşe Aktan.
İnstagram vasıtasıyla tanışıp, gecen hafta yüz yüze görüştüğüm iki tatlı çocuğu, moda tasarım mezunu, bu tatlı hanımefendiyi tanımak çok mutluluk vericiydi.. Aynı zamanda bir çok ortak arkadaşımızın olması da güzel muhabbete vesile oldu..
Ayşe hanıma teşekkür ediyorum geldiği için ve bu güzel tarifi paylaştığı için..
İşte ev yapımı mis kokulu ekmek tarifini bende buradan paylaşmak istedim..



Ekmeği çok sevdik.. O kadar çok sevdik ki günde iki kere yapasım var.. Bize bir ekmek iki gün yetiyor aslında. Çocuklar okulda olduğu için evde sabah ve akşam yeniyor ekmek..
Fazla yapıp buzluğa da koymak istemiyorum taze taze daha güzel oluyor.. Ekmeği yapıp satmak fikri de fena fikir gibi gelmedi aslında ama kime satacaktım :))
Yani fırıncılık işine başlasam düşüncesi üçürdü beni hayaller alemine :))
Bir gün o da olur diyerek paylaşayım tarifi.. Kolları sıvayın eğer evde ekmek makineniz varsa..



Not:
  • Su bardağı olarak evde kullandığınız günlük su bardağı olabilir.
  • Su ve unu için aynı büyüklükte bardak kullanın. İki farklı ölçü olmamış olsun..
  • Hamuru makinede yoğurtturdum ben. Elde de yapılabilir.
  • Ekmek makinesinde hamur yoğurma programı yaklaşık 1.20 dakikadır.
  • Siz beklemeyin programın bitmesini. Çünkü bu ölçü makine hazinesindeki kap ölçüsüne çok fazla geliyor son saate kadar bekleyince taşıyor.( benim makinenin haznesi kucuk)
  • İlk 45 dakika sonra hamuru makineden alın geri kalan 15-20 dakikalık süreyi oda sıcaklığında kabarsın.


Malzemeler..

  • 2 bardak su
  • 2 yemek kaşığı maya
  • 2 yemek kaşığı şeker
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 5 veya 5 bucuk bardak un..

Hazırlanması:
  • Ekmek yoğurma makinesinin kabina önce suyu ekliyoruz . 
  • Sonra mayayı, şekeri, yağı, tuzu ekliyoruz. Ardından unu ilave ediyoruz.

  • Unu ilave ettikten sonra bir kaşık yardımıyla tüm malzemeyi  biraz bir birine karışmasını sağlıyoruz. 
  • Ekmek makinesinin ayarını yoğurma programına (  dough ) getiriyoruz ve çalıştırıyoruz. 

  • Yaklaşık 45 dakika sonra hamuru  kabıyla birlikte alıyoruz ve biraz da dışarıda mayalanmaya bırakıyoruz.
  • 15-20 dakika sonra un serpilmiş tezgahın üzerinde istediğimiz şekilde yuvarlak, uzun şekil vererek ( hamuru ikiye bölerek de iki ekmek yapabilirsiniz)  hafif yağlanmış tepsiye koyuyoruz. 
  • 2-3 dakika daha bekledikten sonra üzerine sert kesen bir bıçakla 3 yerden çizik yapıyoruz. 

  • 200 dereceli (350F) önceden ısıtılmış fırında kızarıncayadek pişiriyoruz. 

Afiyet olsun..




19 Eylül 2013

Haşhaşlı Çörek




Haşhaş ezmesi deyince akıllara Afyon yöresi geliyor ve haşhaşlı lezzetler de hep Afyon yöresine ait sanki... O zaman Afyon`lular ağızlarının lezzetini biliyorlar diyeyim..
Haşhaşlı börekler çörekler harika lezzetler.. Afyonlu değilim ama bayılıyorum haşhaşlı çöreklere,böreklere...
Haşhaşı çocukluğumdan biliyorum. Daha doğrusu haşhaş bitkisini biliyorum..
Çocukken anneannem evimizin arka bahçesine ekerdi bu haşhaşı.. Okuyunca aaa haşhaş narkotik bitki neden ekiyordunuz diyeceksiniz:))
Doğru narkotik bitki ama anneannem ekmeklerin üzerine sürmek  için çok küçük bir arazide belki de 2 kilo kadar tohum verecek kadar ekerdi bu haşhaşı.. Bundan zaten narkotik madde yapmak için gereken baya işlemler vardı ve bu işlemler için teknoloji vardı ki bunu hiç birini anneannem bilmezdi:))
Alışkanlık hale gelmişti ve her mevsim ekerlerdi.. Tohumunu toplayıp bir bez torbaya koyar asarlardı mutfaktan. Ekmek yapıp üzerine yumurta sürüp bu tohumdan serperlerdi üzerine.. Lezzetli olurdu tohumlar nar gibi kızarınca çıtır çıtır..


Gel gör ki ben bu tohumları avuç avuç yemeye bayılırdım.. Arka bahçeye gizlice girer ve haşhaşı koparırdım dalından, şöyle çıngırak gibi sallardım, içinden çıkan ses o kadar hoşuma giderdi ki ..:))
Sonra da başını koparıp haşhaşın o minik kutusunu olduğu gibi boşaltırdım ağzıma:))
Bir , iki, üç derken başım döner midem bulanırdı.. Hatta bir keresinde o kadar çok yemişim ki gün boyu sürekli uyumuşum.. :)) Meğerse fazlası zararmış ve uyku getiriyormuş.
 Anneannem, teyzemler benim haşhaş tohumlarını aşırdığımı bilip öğrenince bana baya kızmışlardı, suç üstü yakalayınca da dayağı eksik etmemişlerdi :)) Ekmeklerime kalmadı diye sitem ederdi anneannem..
Zaten belli bir süre sonra bu bitkinin ekilmesi ülke genelinde yasak edildi , bahçesinde çok miktarda ekmiş olanlar olursa tutukluyorlardı, az olursa ceza veriyorlardı.. Ondan sonra bir daha bizim bahçede haşhaş ekilmedi.. Ve ben bir daha o lezzeti tadamadım.:(


Taki sevdiğim Saadet ablanın yaptığı haşhaşlı lavaşlara kadar. Daha önce yazmıştım bu hikayeyi okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz HAŞHAŞLI GÖZLEME ve DİYET..
Haşhaşlı lezzetin hepsini severim,, Özellikle de bu lezzeti severim.. Yapması kolay bu kahvaltılık ve 5 çayının şahı diyeceğim lezzeti geçen gün yaptığım Tahinli Çörek tarifinin hamuru ile denedim..
Haşhaş buluyorsanız bu lezzeti deneyin..
Hatta haşhaş yağı buluyorsanız cildinize sürün cildin nemini korur,  genç görünmesine yardımcı oluyor :))




Not:
  • Kullanacağımız tepsi kesinlikle kenarı yüksek olmalı.. Hamurun sıkça dizilmesi için gerekli ve tabi ki kabarıp taşmaması için.. 
  • Kullandığınız borcamı ( tepsiyi) orta boy secin. Yoksa büyük borcam ( büyük tepsi) da olur veya iki küçük ayrı ayrı tepsilerde yapabilirsiniz..
  • Fırını önceden ısıtmaya gerek yok. Fırına koyun çalıştırın fırını. Fırın ısınıncaya kadar hamur da yavaş yavaş bir daha kabarmış olur.. 

Malzemeler:

  • 3 çay bardağı ılık süt
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • 80 gr tereyağı ( oda sıcaklığında iyice yumuşamış. Yaklaşık iki dolu yemek kaşığı 80 gr oluyor) 
  • 1 çorba kaşığı kuru maya
  • 1 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Aldığı kadar un ( yaklaşık 3 su bardağı)
Arasına :

  • Haşhaş ezmesi ( yaklaşık bir su bardağı kadar)
  • Sıvı yağ ( yaklaşık yarım su bardağından biraz fazla)
  • 1yemek kaşığı şeker 


Hazırlanması: 
  • Derin bir hamur yoğurma kabına un, şeker, tuz ve mayayı koyup karıştırıyoruz.
  • Karışımın ortasını havuz gibi açıp tereyağını, sıvı yağı, sütü ilave edip, ele yapışmayan hamur yoğuruyoruz. 
  • Hamuru 1 saat dinlendiriyoruz.
  • Haşhaş ezmesine sıvı yağ ve şekeri ilave edip karıştırıyoruz. 
  • Kabaran hamuru 3 eşit parçaya bölüyoruz .
  • Hafif yağ sürülmüş tezgahın üzerinde elimizi hafif yağlayarak bastıra bastıra açabildiğimiz kadar açıyoruz. 
  • Açtığımız hamurun her tarafına haşhaşlı karışımdan sürüyoruz, rulo gibi sarıyoruz. 
  • Ruloyu da ileri geri bastırarak uzatıyoruz. Rulonun dışına da  haşhaşlı karışımdan sürüp iki parmak genişliğinde kesiyoruz. Rulonun iki  kenar kısımı biraz ince olabilir. onları da 3 parmak genişliğinde kesin.
  • Kestiğimiz kısımlar üste gelecek şekilde ( dik şekilde) yağlanmış kenarı yüksek bir tepsiye( borcama) sıkı bir şekilde diziyoruz. 
  • Geri kalan iki hamura da bu işlemi uyguluyoruz, en son kalan haşhaşlı karışımı da ekmeklerin üzerine yumurta sürer gibi sürüp 180 derece ( 350 F) üzeri nar gibi kızarıncaya kadar pişiriyoruz.. 
  • Afiyet olsun.. 

15 Eylül 2013

Etsiz Çiğ Köfte ( KitchenAid mutfak makinesi`le)



Etli Çiğ köfteyi en son bundan yaklaşık 11-12 yıl önce yemiştim..
Acının en acısıydı.. Ayrıca içindeki çiğ et düşüncesi bana bir daha bu köfteyi yememek için yeterli sebep olmuştu ta ki Austin`e gelip etsiz çiğ köfteyle tanışıncaya kadar..
Austin`in tatlı bir Aişe`sile tanıştım ki etsiz çiğ köftesi  maşallah olsun çok lezzetlidir.. Lezzetin sırrı tabi ki ilk önce arkadaşın elinde, ikincisi çiğ köfteye eklediklerinde, son olarak da bu köfteyi yoğuran aletteydi....
Peki o alet neydi? O alet nam-ı değer KitchenAid`di..
Aişe`nin değimiyle kızım, benim değimle gelinim.. Gelinim dedim çünkü bana gelin kalacak kız gidecek birine gelin :))



Çiğ köfteyi sevdiysem bu aletten benimde almam lazımdı.. Her canım istediğimi almak bu kadar kolay olmasa da bu gelini almayı kafaya koymuştum.. Sırf çiğ köfte sevdası için.. :)
Evet, o gelini yaklaşık iki ay önce hani biz hanımların kıyıya köşeye sıkıştırdığımız paralar var ya haa işte onunla aldım :)) Amerika`da Cosco denilen büyük toptan alışveriş merkezinden indirimli fiyata toplam 163 dolara. Maşallah ne para birikmiş bende de :)) Tabi biraz takviye kullandım kredi kartından da kaçar mı hiç..
Aldığım gün hemencecik İnstagram adresimden yayınlamıştım gelinimi.. Sağ olsun izleyiciler hem güzel dileklerde bulunmuş ve aynı zamanda fiyatını, modelini merak etmişlerdi..



İzleyicimi fazla merakta bırakmak istemiyorum ve modelini, şeklini, şemalini, fiyatını yayınlıyorum..  Şunu da söyleyeyim benim aldığım modelin kapağı yok isterseniz kapaklı olanını alın ve daha bir üst modelini seçin.. Bunun için Amazon, Ebay gibi sitelere bakabilirsiniz modellere.. 

Her gelin bu kadar uygun fiyata olsa ne güzel olurdu biz kayınvalidelerin işi.. O zaman çok severdik gelinleri.. Acaba gelinler çok masraf çıkardıkları için mi sevilmiyor ki acaba.? Hoş ben çok masraf çıkarmamıştım oğlan tarafına ama yine de pek sevilen gelin olamadım:((



KitchenAid isimli gelini getirdim mutfağın baş köşesine kurdum. Akşama eve gelecek eşin tepkisini nasıl merak ettim anlatamam.. Nasılsa o da artık bir kayınpederdi..:) Ve bir kaç gün önce almak istediğimi söylediğimde "hayır alma çok pahalı demişti " :((..
Akşama gelip  kırmızı giyimli gelinimi gören kayınpederin tepkisi aynen bu şekildi " Bu ne? " "Bu bir çiğ köfte yapan makine" dedim.. " Olur mu canım bu bildiğin mikser.. Sen o kadar parayı buna mı ödedin ödedin? Geri ver şunu yaa.."
Bide kayınvalideye kötü derler kayınpederin daha ilk günden geline yaptığı muameleye bak.. Immm olmadı ...
" Bak çok ayıp ediyorsun, hele dur bakalım nasıl yapıyor köfteyi, kötü olursa bakarız çaresine" diyerek yoluna koydum meseleyi..
Ramazanda bol bol çiğ köfte yapımından sonra bizim Poyraz isimli kayınpeder gelinin marifetlerini çok beğenmeye başladı.. Dün yaptığım köfteden doyunca yiyemeyip bu gün kahvaltıda " dünkü o köfte gibi bir şeyden kaldı mı" diye sorunca " Yaa beğenmiyordun hani gelini.. O beğenmeyip geri ver dediğin gelin yaptı işte bu köfteyi" diye üzerine bastıra bastıra gelinin bizim evdeki yerini sabitleştirmiş oldum.. :))


Şaka bir yana bu aletin marifeti aslında bir tek çiğ köfte değil.. Baya güzel lezzetlere imza atmış neredeyse Oscar ödülü alacak olan bu geline ben şimdilik çiğ köfte yaptırdım.. Dilini çözüp bir çok güzelliklere gelin kaynana imza atıncaya kadar şimdilik çiğ köfte tarifiyle idare edelim..

Acıyı çok sevmiyorum.. Yemeklere de çok acı eklemem.. O yüzden çiğ köfte acı olmadığı sürece çok severim ve kendim yaptığım çiğ köfteyi de olabildiğince acı yapmamaya çalışıyorum..Amma ve lakin bu lezzete de sanki acı yakışıyor.. Eklediğim çiğ köfte harcı yeteri kadar acı yapıyor zaten ve ben ne gariptir ki acıyı sevmeye başladım bu lezzet sayesinde.
Tarif kolay ve lezzetli bana göre.. Umarım size de öyle gelir..




Not: 

  • Makinede yoğurmasak elde yoğursak peki nasıl olur derseniz o zaman Chef Leziz.com adresine uğrayın derim.. Sevgili Zehra hanımın tarifi çok pratik...
  • Tarifin aynısı olmasa da bizim tarif de bunun benzeri ama KichenAid le yapılma şekli.
  • Bu tarife çiğ köfte harcı kullandım 1 yemek kaşığı  yeterli oldu.. 
  • Siz acı seviyorsanız 1,5 yemek kaşığı ekleyebilirsiniz..
  • Yalnız çiğ köfte harcı bulmadıysanız o zaman kimyon, isot ve karabiberi ve istediğiniz baharatı kendiniz ekleyin tarife.
  • 1,5 bardak bulgur için (tepeleme değil) 1 çay kaşığı  kaşığı isot, yarım çay kaşığı kimyon, yarım çay kaşığı karabiber, 1 çay kaşığı tuz ekleyebilirsiniz. Fazla acı seviyorsanız isotu fazla koyabilirsiniz..


Malzemeler: 

  • 1 bucuk bardak çiğ köftelik bulgur
  • 1 adet orta boy kuru soğan
  • 2 adet domates
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 yemek kaşığı acı biber salçası
  • 1 yemek kaşığı tatlı biber salçası ( yoksa bunun yerine domates salçası olur)
  • 4 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 4 yemek kaşığı kaynar su
  • 2 yemek kaşığı nar ekşisi
  • 1 yemek kaşığı çiğ köfte harcı (yoksa  1 çay kaşığı  kaşığı isot,1 çay kaşığı kimyon,1çay kaşığı karabiber, 1 çay kaşığı tuz ekleyin)
  • 9-10 dal maydanoz
  • Limon ( bunu sonradan köfteyi yerken üzerine sıkmak için kullanacağız)
  • Marul


Hazırlanması : 

  • KitchenAid aletinin yoğurma kabına bulguru ekliyoruz.
  • Soğanı rendeliyoruz veya robotta çekiyoruz, domatesi rendeliyoruz. Bunları bulgura ekliyoruz.
  • Limon ve maydanoz hariç geri kalan malzemeleri de: salçaları, sıvı yağı, çiğ köfte harcını, kaynar suyu, nar ekşisini de bulgura ilave ediyoruz ve KitchenAid `in uçken karıştırma başlığını takıp çalışma düğmesini 4`e getirip çalıştırıyoruz.

  • Tam olarak 40-45 dakika yoğuruyor alet..
  • Alet çalışırken arada 2-3 kere durdurup kenara. yukarıya doğru toplanmış bulgur karışımını aşağıya doğru topluyoruz ve aynı zamanda tuzunu, acısını kontrol ediyoruz. Az gelirse biraz daha ilave ediyoruz.
  • Maydanozu çok ince doğruyoruz, hazır olan köfteye ekliyoruz iki dakika daha çevirmesi için çalıştırıyoruz makineyi.
  • Hazır olan köfteleri avucumuzda sıkıp servis tabağına istediğimiz şekilde diziyoruz.
  • Limon kesiyoruz  ince ince, marul yapraklarını yıkıyoruz ve bunları  ister köftelerin yanına dizerek ister bir tabakta servis yapıyoruz. 
  • İster de ilk önce  marulu servis tabağına dizip sonra üzerine çiğ köfteleri dizip üzerini kesilmiş limonla süsleyerek servis yapıyoruz. 
  • Tercih, zevk size ait :))

Afiyet olsun..

12 Eylül 2013

Mutfak Dili`nin Evde Sinema Keyfi 6-Kelebeğin Rüyası



"Allah büyüktür"
"Belki bir kelebek o kadar memnun ki  rüyasından, Uyanmak istemiyor uykusundan""
"Şiir yazmak için 3 şeye ihtiyacınız var : birincisi bir fikir , ikincisi daktilo, üçüncüsü kağıt ondan ikisi sizde hiç olmuyor.."
"Acı bahanesidir şiirin.."
"Aşk en güzel bahanesidir şiirin"
"Şiir bahanesidir hayatın.." 
Bir güzele güzelliğini hatırlatmak isterdim , aynalardan önce"
"Bence bir hocaya bilmediği bir soruyu sormak kabalıktır.". 

 Günün birinde bir ermiş, rüyasında kelebek olduğunu görmüş. 
Uyandığında kafası karışmış.
 Kendi kendine şöyle demiş : Ben mi rüyamda kelebek olduğumu gördüm yoksa kelebek mi rüyasında ben olduğunu gördü ?"


Ve tabi ki filmin özü olan söz
"Kız şiirden anlıyorsa beni seçer
Anlamıyorsa zaten senin olsun" 
diye geçen unutulmaz sözler vardı dün gece izlediğim 
" Kelebeğin Rüyası" 
filminde.
  Çook güzel filmdi.. Güzel çok basit olur muhteşemdi..
"Ask tesadüfleri sever "den ve" Uzun Hikaye" den sonra izlediğim harika bir türk filmiydi..

 
Son zamanlarda içerikleri düzgün olmayan, konusu saçma, kullanılan kelimler ahlak dışı olan filimlerden sonra böylesine güzel konusu, ahlaki yanı çok güzel olan bir filmi izlemek harikaydı.. 

Şükür edilmeli dedim nefes aldığımız her an için, sağlıklı olduğumuz için.. Yarına dair gereksiz endişelerimiz olduğu için üzülmeliyiz aslında..

Ne olursa olsun hayat devam ediyor diyerek şiir yazan iki sair..
Şiir`e bu kadar aşık olmak ve yazmak için bahane aramak : sevdim bunu ben..
 Yazmak için bahane..

 

Çekimler inanılmaz güzel her karede ayrı bir dil konuşmuş sanki..
Yılmaz Erdoğan filmlerini çok severim. Vizontele 1-2, Organize işler esprileri, konuları  harika filimler.. Filimler yeteri kadar konuşuyor zaten..
Üzerinde 7 yıl çalıştığı bu filim de konuşmuş .
.Filmin konusu 1940'lı yıllarında Zonguldak`da yaşamış ve verem hastalığından hayatlarını kaybetmiş iki şairin  aşklarından , zorlu hayatlarından bahsediyor..Şairlerin isimleri Rüştü Onur ve  Muzaffer Tayyip Uslu `dur..



Filimdeki bir sahne hariç tüm sahneler çok güzel hazırlanmış..
Sonbahar rüzgarı, Rüştünün öldükten sonra gömülme anı o anda batan Güneş, caddeler ve caddelerdeki insanların hali ve işin enteresan yani o kadar güzel bir ortamı nasıl yapmışlar, o kadar insana o kadar eski model elbiseyi nasıl bulmuşlar çok başarılı gerçekten..
Ve okuduğum kadarıyla filimde 1800-2000 e yakin kostüm kullanılmış ve tüm aksesuarlar 8 bine yakınmış . Kostümler ve hatta işçilerin şapkaları bile özel dikilmiş..!0 bin metre kumaş kullanılmış ve 18 ayrı atölye ile çalışılmış.. Ve sonuç harika olmuş ..
Zenginin parası züğürdün enesi diye bilirsiniz ama benim için gerçekten çok ince detaydı..
Şimdiki zamandan aniden fırlayıp 1941 -46 senesine gitmiş gibi hissetmek sizde de olacaktır filimi izlerken..

Hiç bir detay atlatılmamış.. Oyuncular güzel seçilmiş.. Belçim Bilgini zaten "Aşk Tesadüfleri Sever" filminden den çok sevmiştim.. Bu  filimde de çok başarılı.. Yılmaz Erdoğan kendi hanımını baş rolde oynattı diye çok eleştiri almış olsa da kadın çok başarılı canım
Yiğidi öldür hakkını yeme misalı..
  

 Asıl olan oyunculardan Kıvanç Tatlıtuğ. Kızların hayranı bu sanatçıyı hiç mi hiç sevmiyorum.. Kendini beğenmiş bir tipi var adamın.. Yakışıklı diye, hayranı çok diye bu kadar da kendini beğenmek çok itici duruyor gerçekten..
Yalnız bu filimde o gariban hali, kambur durusu, sürekli sacını yana taraması, tırnaklarını yemesi, üzerine büyükçe kostümü o kadar çok yakışmış ki evet işte bu hali daha iyi dedim.. :))
Çok güzel oynamış ve asıl şimdi taktir ettim.. Kendini beğenmiş bir tipin sıradan, halktan bir şairi bu kadar güzel oynaması taktir edilir ne diyeyim beğendim..


Bunca övgüden sonra filmdeki göze çarpan büyük bir hatayı yazmak istemezdim ama yazmasam olmazdı..
Evet maalesef ki bir filim eleştirmeni olmadığım halde bile gözümden kaçmadı bu görüntü..
Kar sahnesi hiç olmamış bu filimde, hem de hiçç.. Kar üzerinde yansıyan Güneşin bir yaz güneşi olduğu o kadar bariz ki.
Karlı köyde büyüdüğüm için iyi bilirim güneş farklı olur kışın, karın rengini farkı gösterir güneş.. Üşürsün,burnun kızarır, üzerinde ince elbise bile olsa soğuk farklı yansır o elbisene.. Filimde Mediha`nın üzerinde ince etek var ama bacakları hiç üşümemiş gibi gözüküyor..  Oyuncuların üşümedikleri ve yüzlerindeki ifade soğuk olmadığını çok belli ediyor..  Karın gerçek olmadığını anlamamak için hiç de bir eleştirmen olmaya gerek yoktu ne yazık ki..
Gözümden kaçmayan en büyük ayrıntıydı..
Geri kalan her şey dediğim gibi  süperdi.. Hala izlemediyseniz izleyin bu dram konulu filmi..

Böyle güzel filmlerin devamı gelir umuduyla..

İyi seyirler..
Fotoğraflar hepsi internetten alıntıdır.. Teşekkür ederim yükleyen herkese.. Ayrı ayrı yazamadım hangi sitelerden aldığımı..

Cevizli Kurabiye



Bizim evin neredeyse her gün bir telası var.. En çok a benim.. Acaba yarına okula ne koysam çocuklara öğlen yemeğine.. Okulda öğlen yemeyi var tabi ki.. Yalnız burası Amerika olduğu için ve bizim o yemeklerin nasıl piştiğine dair bir bilgimiz olmadığı için, olsa bile tadı bize farklı geldiği için her gün evden bir şeyler koymak zorundayız.
Tam olarak 3 kişilik ve bu üç kişiden birisi özellikle kızım Esra Betül yemek seçme konusunda çok becerikli olduğu için beni olabildiğince zora sokuyor..
Kurabiye , patatesli poğaça en başta gelen tercihlerinden hanımefendinin.
Dışarıdan alınan Ülker marka lezzetlere de hayır demez hani:))
Burada Ülker marka bulmak çok kolay olmuyor. Olsa bile gerçekten pahalı oluyor.. Sürekli almak bütçeye zarar vermiş olabilir:))
Zor zamanlar için alıp evde bulunduruyorum ama kendim yapabildiğim sürece de kurabiye, poğaça, pizza yapmaya çalışıyorum evde..


Bu kurabiyeleri de çok sever hani annesinin nergis kokulusu..  Yağı buzluktan çıkarmışken bir koşu yapsam dedim.. Eski bir tarif.. Tatlı bir ablam vardı Makbule abla.. Eline sağlık olsun o yapıp getirmişti Esra`cıma doğum yaptığım zaman..  O zaman bunu çok sevmiştim ve bolca yemiştim ki sütten bu lezzet nergis kokuluma bulaşmış galiba ondan çok seviyor olabilir ...
Makbule abla findik yağını çok tüketirdi ve bu kurabiyeye de fındık yağı eklemişti. Ondan da lezzeti harikaydı belki de..
Bulursanız eğer sıvı yağ yerine fındık yağı ekleyerek yapın bu lezzeti..
Tarifi 2008 yılında Hindistan cevizli kurabiye diye eklemiştim..
Şimdi de aynı tarifi Cevizli Kurabiye diye ekliyorum..



Malzemeler:
  •  150 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı (margarin de olur)
  • 1 yumurtanın sarısı (beyazını üstü için ayırıyoruz)
  • 1çay bardağı sıvı yağ
  • 1çay bardağı yoğurt
  • 1 çay bardağı robotta iyice çekilmiş ceviz.( içine konulacak üzerine degil)
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un
Üzerine sürmek için :
  • Önceden ayırdığımız yumurta akı
  •  İrice çekilmiş ceviz

Hazırlanması : 
  • Kulak memesi yumuşaklığında hamur yoğuruyoruz. 
  • Cevizden büyük limondan küçük büyüklüktü hamur alıp, elimizle küçük toplar yapıyoruz.
  • Önce yumurtanın akına sonra da cevize batırıp yağlanmış tepsiye diziyoruz
  • Arzuya göre ister hindistan cevizine, ister çekilmiş fındığa batırıp tepsiye diziyoruz.
  • Önceden ısıtılmış 180 (350F) dereceli fırında pişiriyoruz. 
  • Pişerken dikkat edin kurabiye çok kızarmasın, hafif beyaz kalacak şekilde pişecek.

Afiyet olsun! 

10 Eylül 2013

Pandispaniyalı Çilekli Tart..



Blog yazarı olmak gerçekten bazen zor oluyor..
Özellikle de alışveriş konusunda. Her gördüğünü almak istiyorsun.. Her sevdiğin kalıbı, küçük süsleri, tabağı-canağı alıp geliyorsun eve.. Evde koyacak yer olmayınca artık yeter diyorsun... Dışarı çıkınca gelde o verdiğin sözü dinle..
İşte bu tart kalıbı da öyle geldi girdi benim mutfağa.. Nasılsa 3 buçuk dolar dedim aldım.. Çok garip uzun zaman sonra çok memnun oldum aldım diye bu kalıbı..Bu zamana kadar neden bekledim diye de ahlandım hatta..
Hem güzel görüntü hem kolayca yapılan tart..

 
Mutfak cesareti sever.. Acabaları, nasılları, "ama"ları, "yaaa" ları sevmiyor mutfak.. Sonuç ne olursa olsun aklına takılan tarifi hemen yapacaksın... Çoğu zaman hep aynı tarifi yapmak güzel oluyor da bazen de bıkkınlık veriyor artık.. Aynı malzemeden, aynı tariften farklı güzellikler denemektir mutfak cesareti dediğim...
Kalıplaşmamak lazım ki, bu güne kadar ortaya çıkan bunca güzel tarifler de hep o cesaretin sonucudur..

10 yumurtalı pandispanya tarifi deneyip çöpe atmışlıgım vardır.. Mercimeği kaynatıp iyi sonuç almayınca hepsini lavaboya boşalttığım günlerde vardı bir zamanlar.. Bunların hepsini deneyerek bu günlere geldik..
Şimdi iki yumurtayla harika pandispanya yapabiliyoruz çok şükür..:))

Klasik tart hamuru vardır. Bu gün yaptığım hamurda o klasiklerden biraz dışarı çıktım.. Bir ay önce yüklediğim tiramisunun pandispanya tarifine neden bu bir tart hamuru olmasın ki diyordum kendime. Aklımda duracağına sonucu görelim dedim kalkıp yaptım.. İnanılmaz bir şey, bu tarif sanki  severek aldığım 28cmm tart kalıbı için yazılmış..
Süper oldu.. Eee, şimdi ne yapıyoruz misafir giderken, hasta ziyaretinde, dogum günlerinde rahatlıkla yapıp götüreceğim bir lezzet çıktı ortaya..

Gelsin tarif resimli haliyle.. .


NOT:
  1. Yumurtaları buzdolabından 2-3 saat öncesinden hatta mümkünse bir gece önceden çıkarsanız iyi olur.. Tabi acil misafir gelmiyorsa.. Eğer unuttuysanız sorun değil. Yumurtaları çıkarıp çok sıcak olmayan suda bekletseniz de olur.. 
  2. Tarifini 28çapında bir tart kalıbı için.. bundan küçük kalp için olmayabilir
  3.  Unu fincan fincan ekleyin, eklerken de çok fazla çırpmamaya özen gösterin. Sadece unu hamura yedirmeniz yeterli. 
  4. Kabartma tozunu 1 çay kaşığı( türk çay kaşığı) kullanın. Çok olursa çok kabarıp taşar hamur.
  5. Kalıbı kesinlikle tereyağıyla yağlayın..
  6. Fırını önceden ısıtın.

Malzemeler: 
  • 2 yumurta
  • 2 kahve fincanı şeker
  • 1 kahve fincanı süt
  • 1/2 kahve fincanı sıvı yağ
  • 3 kahve fincanı un
  • yarım çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
Kreması için:
  • bir paket puding ( çilekli kullandım ben)
  • 3 bardak süt. 
İsterseniz kendiniz krema yapın o zaman tarif bu :

  • 2 su bardagı süt
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1 yemek kaşığı nişasta
  • 2 yemek kaşığı şeker
  • 1 paket vanilya
  •  50 gr tereyağı

 Hazırlanması:

  • 2 yumurtayı 2 kahve fincanı şekeri mikser yardımıyla  iyice kopuk oluncaya kadar çırpıyoruz. Sonra sütü, sıvı yağı ilave edip biraz daha çırpıyoruz. 
  • Yarım çay kaşığı kabartma tozunu una ilave ediyoruz ve 3 kahve fincanı unu teker teker hamura ilave edip, çırpıyoruz. Fazla çırpmamaya dikkat ediyoruz.  
  •  
  • Tart kalıbını tereyağıyla yağlıyoruz..
  • Hamuru döküp eşit şekilde yayıyoruz. 

  • 180 derece ( 350F) önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dakika, yani hafif kızarmış şekil alıncaya kadar pişiriyoruz. Kek pişerken bir yandan pudingi ( puding yapmak istemiyorsak kremayı) hazırlıyoruz.
  • Bir paket pudingi ve 3 bardak sütü  ( pudingin tarifi 3,5 bardak süt yazıyor ama kullanmayın o zaman krema çok cıvık oluyor ) tencereye boşaltıyoruz sürekli karıştırarak koyulaşıncaya kadar pişiriyoruz.
  • Krema yapmak istiyorsanız 2 bardak sütü, 1 yemek kaşığı unu, 1 yemek kaşığı nişastayı, 2 yemek kaşığı şekeri şekeri birlikte sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kremanın kıvamı hafif koyulaşınca 50 gr tereyağını ve vanilyayı ilave ediyoruz. Kremada göz göz kabarcıklar olucunda ocaktan alıyoruz.
  • Ocaktan aldıktan sonra 5 dakika sürekli karıştırıyoruz ki topak gibi olmasın.
  • Bu arada pandispanya pişmiş olacaktır. Fırından alıp bir kenarda ilk sıcaklığı çıkıncaya kadar bekliyoruz, sonra servis yapacağımız tabağa ters çevirerek kalıptan çıkarıyoruz.

  • Soğumasını bekliyoruz yaklaşık 30 dakika.. 
  • Sonra bir bardak soğuk süte bir yemek kaşığı şeker ilave edip karıştırıyoruz ortadakı boşlugu ve kenar kısmı hafif ıslatıyoruz ( bu sonuça yedikten sonra  karar erdim isterseniz yapmayabilirsiniz)
  • Sonra pişirdiğimiz pudingi ( veya kremayı) tartın ortasındaki boşluga boşaltıp her tarafına eşit şekilde yayıyoruz. 

  • Çilekleri ikiye kesiyoruz kenardan biraz içeriye doğru bir sıra daire şeklinde diziyoruz. Sonra ikinci daireyi diziyoruz. Ortasına da kesilmiş 3 parça çileği koyuyoruz.

  • Kenarda kalan boş kısma ve çileklerin üzerine yeşil fıstık serpiyoruz..
  • Buzdolabında 1-2 saat (bir geçe önceden de olur) kadar bekleyip sonra servis yapıyoruz.. 
Afiyet olsun.. 

6 Eylül 2013

Minik Karışık Yeşillikler Salatası ( peynirli, domatesli, cevizli, bademli)




Allah`ın nimetlerine ne kadar şükür etsek azdır..
Böyle yeşil yeşil lezzetli otlar bir arada.. Uyumlu tatları ve bol vitaminli, sağlıklı..
Doğrusu ıspanağı,, pazıyı, marulu ayrı ayrı çok tüketmem.. Marul salatada olursa güzel olur diyerekten ekliyorum bazen o kadar..



Ispanak kesinlikle nasıl yerim derdim ta ki Nida arkadaşın bu yeşilliklere domatesi, bademi, peyniri, konserve mısır ekleyip şahane sunumla bize ikram ettiği zamana kadar..
Salatayı yiyorum ama içindekilerin ne olduğuna dair bir türlü fikrim yoktu..
Yeşillik bunlar biliyorum ama hangi yeşillikler.. Hem yiyorum,hem doyamıyorum o arada da soruyorum neler var bunun içinde..
Nida saydıkça şaşırıyorum " aa aa " diyorum ayni zamanda..
Sanırım Nida`nin evinde yediğim son yemekti..
Kısa bir süre sonra Nida`cım Türkiye`ye dönüş yaptı, ondan geriye güzel anılar ve böyle harika bir salata kaldı..
Teşekkür ederim Nida cım böyle lezzetle bizi tanıştırdığın için!!

 
Peki salatanın içindeki bu kadar yeşillikler neler.. Bir çoğunu sesli sözlükten arama yaptım hiç anlamları çıkmıyor.. Bir kaçının tercümesini buldum.. Ispanak, marul, pazı, meşe ağacı ( bu çok ilginçti) ve sair yeşillikler.. Hepsinden belki de bir iki tane var kutuda.. Bir çoğunun adı da hep Baby bilmem ne..
Aşağıdaki yüklediğim fotolarda bakabilirsiniz hangi yeşillikler var..
Yani kısacası bir baby baby salata... Bu kadar bebeden sonra benimde Come on Baby diyesim geldi :))




NOT : 
  • Bu salata da belli bir  ölcü yok .
  • Kütünün tamamını veya yarısını kullanmak isterseniz içine eklenecek malzemelerin çok veya az olmasını siz ayarlayın.
  • Yanız peyniri çok koymayın derim..
  • Ceviz isteğe bağlı . Ben sevdiğim için ekledim..
  • Badem file kullandım.
  • Siz isterseniz doğranmamış badem kullanabilirsiniz . Zaten Nida arkadaş da doğranmamış kullanmıştı..
 
 
Malzemeler:

  • Kutuda Dört mevsim diye satılan karışık yeşillikler ( Amerika`da buna Baby Spring Mix veya Spring Mix  deniliyor)
  • Kiraz Domates (Cherry tomatoes)
  • Ufalanmış beyaz peynir veya az tuzlu lor peynir ( Feta Cheese)
  • Badem ( file badem de olur) 
  • Ceviz
  • Sıvı yağ
  • Tuz 
  • Limon suyu

 Hazırlanması : 

  • Yeşillikleri yıkıyoruz ve derin bir karıştırma kabına alıyoruz.
  • Ufalanmış peyniri, cevizi, bademi ekliyoruz.
  • Servis etmeden 10 dakika önce kiraz domatesleri iki bölerek ekliyoruz.
  • Tuz, sıvı yağ, limon suyunu ekleyip harmanlıyoruz salatayı.
  • Servis tabağına alıyoruz. 
  • Son olarak üzerine süs olsun diye ikiye bölünmüş kiraz domatesler koyuyoruz.. 

Afiyet olsun..!!


4 Eylül 2013

Sucuklu Patlıcan Kavurması

 

Bir gün önceden Kek görünümlü poğaça tarifi eklemiştim.. Eğer sırayla bakıyorsanız bloga biraz aşağıda gözüküyordur tarifi..
Yok eğer gözükmüyorsa şöyle yardımcı olabilirim.. Kek Görünümlü Poğaça .. Yazının üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz tarife..
Sözüm o ki o poğaçanın iç malzemesini hazırlarken ölcüyü fazla kaçırmışım. Her zamanki gibi elim aza gitmez.. Ocağa incir ağacı dikenlerdenim :))
Öyleyim ama geri kalanı da zayi edenlerden değilim çok şükür..
Kalan fazla iç harcı işte böyle değerlendirdim..
Sonuçu çok beğendim.. Yemek olarak ekmek banıp yenilecek harika bir lezzet çıktı ortaya..
Aynı zamanda bu lezzeti kesinlikle kahvaltıya yaparım diye de not ettim kafama.. Hem kolay hem güzel.. İsteğe göre üzerine yumurta da kırdık mı gel lezzet gel...


NOT: 
  • Malzeme olçüsü yok bu tarifte.. Nedeni isteğe bağlı olarak içine konulacak malzemelerin hangisini çok seviyorsanız fazla ekleyebilirsiniz. Bol domates, bol sucuk olur tabi..
  • Yani bu lezzette görüntü bozulur, tadı güzel olmaz derdi yok.. 
  • Sadece şunu ekliyeyim  benim hazırladığım iç harc yani sucuk, domates, biber karışımı küçük bir kaseydi ve bu ölcüye ben kocaman Amerika`n patlıcanı kullandım. Tombik bir patlıcandı ki bir tanesinden bir tencere yemek çıkıyor.. :))
  • Sizin kullandığınız patlıcan inceyse veya küçükse bir kaç tane kullanabilirsiniz.. 
  • Tuzu dikkatli kullanın çünkü sucukta tuz vardır sonra çok tuzlu olur çare bulunmaz..:(


Malzemeler:

  • Sucuk
  • Domates
  • Yeşil sivri biber 
  • Patlıcan
  • Kuru soğan 
  • Sıvı yağ
  • Tuz, karabiber

Hazırlanması:

  • Sucukları,biberleri küçük küçük, domatesleri küp küp doğruyoruz.
  • Tencereye sıvı yağı koyuyoruz ( Malzeme çokluğuna göre yağı fazla kullanabilirsiniz. Yok eğer az yağlı seviyorsanız 4 yemek kaşığı yeterli )
  • 1 adet orta boy kuru soğanı küçük küçük doğruyoruz ısınan yağda kavuruyoruz yaklaşık 5 dakika ( soğanın  büyüklüğü ve tanesi de malzemenin çokluğuna göre değişiyor)
  • Sucuk, biber, domates karışımını da ekleyip 5 dakika da kavuruyoruz. 
  • Patlıcanı küp küp doğruyoruz. Kavrulan karışıma ekleyip karıştırıyoruz.
  • Tuz, karabiber ekliyoruz ( tuzu az koyun sucuk tuzludur zaten)
  • Tencerenin kapaganı kapatıyoruz ve ocağın altını iyice kısıyoruz ve patlıcanlar yumuşayıncaya kadar ara sıra karıştırarak pişiriyoruz.
  • Toplam hazırlama, pişme süresi yaklaşık 30-40 dakika sürüyor.
  • Bu lezzete yumurta kırıp sabah kahvaltısı için değişik harika lezzet olur.. 

Afiyet olsun..


3 Eylül 2013

Kek Görünümlü Poğaça



Bu aralar Pinteres`i çok sevdim..
Değişik fikirler, zamanı daha güzel değerlendirme adına el işleri ve elbette yemekler var..
Bazısının sadece resimleri var, bazısının tarifleri resimle beraber..
Kim çevirecek onları İngilizceden türkçeye..
En iyisi görüntüyü al kendi kafana göre tarifin varsa uygulayın gitsin..
Gerçi bu tarifin sadece fotosu vardı :(.. Belki uğraşırdım biraz okuyup anlamak için ama..
Eskiden yüklediğim Peynirli poğaça tarifini uyguladım bende..
Çare bitmiyor mutfakta ..:))


Kek şekilli poğaça..
Herkesin bir poğaça tarifi vardır.. İşte o tarife böyle şekil verebilirsiniz..


NOT: 
  •  Hamuru makinede yaptım ben. Elle de yoğrulur tabi ki. O zaman hamur yoğurduktan sonra kabarıp iki katına çıkıncaya kadar bekleyin sonra poğaçayı hazırlayın) 
  • Hazırladığım sucuklu iç harcından arttı.. Onu da bir sonraki yayında nasıl değerlendirdiğimi yazacağım. 


Malzemeler:
  • 1bardak süt
  • 1/2 bardak sıvı yağ
  • 1yemek kaşığı kuru maya ( varsa bir küçük yaş maya olur)
  • 2 tatlı kaşığı şeker ( çok dolu olmayacak)
  • 1 tatlı kaşığı dolusu tuz
  • 3 bardak un ( az gelirse ilave edilir. yumuşak hamur olacak klasik kulak memesi yumuşaklığında)
    İçine : 

    • Sucuk
    • Domates
    • Yeşil biber

    ( isteğe bağlı kuru soğan ince doğranmış )
     

     Hazırlanması:
    • Ekmek yapma makineniz varsa makineniz varsa işiniz daha kolay olacak tüm malzemeleri  ekmek makinesinde yoğurtturabilirsiniz.
    • Ilık sütü koyun, sonra yağı ilave edin maya. şeker, tuz ve unu da ilave ederek bir kasık yardımıyla biraz karıştırın malzemeler bir birine karışsın diye.
    • Ekmek makinesini yoğurma ayarına getirin. Hamur yoğrulmaya başladıktan 5 dakika sonra bakın hamur cıvıksa biraz daha un ilave edin. Değilse yoğurmaya devam etsin makine. 
    • Not kısmında yazdığım gibim elle de yoğurabilirsiniz hamuru. O zaman hamuru yoğurduktan sonra kabarıp iki katına cıkıncaya kadar bekleyin sonra poğaçayı hazırlama aşamasına geçin)
    • Sucukları, domatesleri, biberleri küçük küçük doğruyoruz.. Harmanlıyoruz birlikte.. ( isteğe göre kuru soğan da doğrayabilirsiniz)
    • Yoğurma programı bittikten sonra hamur makine kabında kabarmış olacak. 

    • Fırını 200 dereceye (360 F)  ayarlıyoruz.
    • Elinize yağ sürün ve kabaran hamurdan küçük parçalar koparıp tezgahta resimde gördüğünüz gibi elinizle biraz açıp içine sucuklu, domatesli, biberli karışımdan koyup poğaça gibi kapatıyoruz.
    • Kek kalıbına bükülmüş tarafı yukarıya bakacak şekilde diziyoruz. 

    • Hamurun hepsi fazla geldi benim kek kalıbıma o yüzden kalıp dolunca geri kalan hamuru da yuvarlak poğaça gibi yapıp ayrı bir tepside pişirdim. Sizde öyle yapabilirsiniz.
    •  İsteğe göre üzerine yumurta sarısı sürüp kızarıncaya kadar pişiriyoruz. 
     Afiyet olsun..

    ✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

    Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM