28 Ağustos 2013

Amerika Masalı Los Angeles-2

 
Los Angeles`e bundan tam bir yıl iki ay önce gitmiştik.
Hayatımın en güzel gezisi diyebilirim ve bunun için eşime gerçekten çok teşekkür ediyorum.. Hem uzun yol gitmek hem de  Los Angeles`i , San Francisco`yu, Grand Canyon`u, New  Mexico`yu ve inanılmaz güzellikte olan Yosemite National Park`ı görmek hayaller ötesi birşeydi.
Üstünden bir yıl geçmiş ama ben hala dün gibi hatırlıyorum ve resimlere bakarken bir daha  özlem duyuyorum, kanatlanıp uçasım geliyor oraya.. Bir daha nasip olsun diye de gönlümden geçiriyorum dua yerine geçsin istiyorum..
Los Angeles`e kadar olan yerlerin resimlerini yüklemiştim, yazılarını yazmıştım daha önceki yayınlarda okumak isterseniz aşağıdaki adreslere tıklayarak ulaşabilirsiniz..

Sonucu harika bir tatil ✿ Amerika Masalı-1 

Amerika Masalı-2 Albuquerque  

 Amerika Masalı-3.. Grand Canyon !

 Amerika Masalı Los Angeles-1


Şimdi de Los Angeles`deki ikinci günün özeti var.
Bir gün öncesinden yol yorgunu olduğumuz için pek bir plan yapmadık yarına dair. Sabah uyandık kahvaltı yaptık ve karar verdik gezi turumuz Los Angeles`i kısa keşif olacaktı.
Kentin kuzeybatısında yerleşen, ünlülerin evlerinin ve aynı zamanda ünlülerin isimlerinin yerde yazılı olduğu sokak Hollywood  sokağına, sonrasında Los Angeles`i en yüksekten görmek için Griffith Observatory` ye gidecektik.

Olduğumuz yerden yaklaşık yarım saat uzaklıktaydı bu  Hollywood sokağı.


İlk önce arabayı emin bir yere park etmek gerekirdi. Malum bu sokaklar hep kalabalık oluyor ve yanlış yere park etmiş olsan arabanı çekici gelip bir güzel çekiyor sende paşa paşa baya bir miktar para ödüyorsun.
 İyi bir yer bulduk çok şükür ve park ettik. Yalnız park süresi sadece 1 buçuk saatti ve o zaman zarfında geri gelmemiz gerekiyordu veya eşim gelip yeniden para yüklemesi lazımdı park edilen yerde konulmuş olan para aletine..
Biz baya hızlı gezip bitirdik o sokağı, hatta10 dakika da erken geldik..


Şunu söyleyebilirim ki harikaydı.
Fotoğraflar benden çok şey anlatır size..
Tabi bende çenemi tutmam fotoğraflarla beraber konuşurum size..
Hadi bizim bir sene önceki hatıramızla beraber gezelim bu ünlü sokağı ve çevresini.. 

Üstte sokağın iki resmini ekledim ama şimdi daha sokağa gelmeden arabadan çektiğim resimlerle devam edelim.




İşte o sokağı en cazip hale getiren önemli nokta. Yerde Amerika`nın sinema endüstrisinin kalbi olarak bilinen Hollywood sektörünün sanatçılarının isimleri ve bazı ünlü çizgi filimlerin daha doğrusu Hollywood`da çekilmiş çizgi filimlerin isimleri yazılı olduğu sokak..

 İsimler aynen böyle yazılmış ve çok isim vardı listede.. Ben bir kaçını resimledim mesela: Tom Hanks, David Copperfield, Bugs Bunny Snow White, gibi..



İsimler arasında hepimizin tanıdığı ünlü bir isim vardı ve bu isim aynı zamanda 2003-2011 yılları arasında California Eyaletinin Valiliğini yapmış olan Arnold  Schwarzenegger `dı..İsmini çekmeden olmazdı ..


Bizim de kendimize göre sevdiğimiz sanatçılar ve çizgi filimler vardı..
İşte onlar..
 İlk olarak eşimin sanatçısı..


İkinci olarak benim sevdiğim  başarılı oyuncu Sandra Bullock...


Oglumun sevdiği sanatçı Hong Kong`lu Jackie Chan ..


Tatlı Kızım sevdiği çizgi filim de Snow White `dı ...


Sokakta gezilecek çok bir yer yok aslında.. Büyük alışveriş merkezi var bir tane. O merkezin 2 ve 3. katından Los Angeles simgesi gibi sayılan dağın üzerine yazılan Hollywood yazısını görebiliyorsun.


 Hava o gün çok nemli olduğu için bu kadar uzak mesafeden net gözükmüyordu Hollywood yazısı.. :(( 


Sokakta bir kaç tane de müze var bu müzelerden en ünlüsü sanatçıların mumdan yapılmış heykellerinin olduğu müzeydi.. Eşime pek meraklı gelmedi. Ben ve çocuklar illaki görelim dedik. Bileti alıp girdik. Çok bahsedilmişti bu mum heykellerden ama bir hayal kırıklığıydı benim için..Çünkü hiç bir sanatçı kendine benzemiyordu.. Hatta bazısını tanımakta zorluk çektim.. :((

Şimdilik bu kadar.. Size kocaman Hollywood selamı.!!


 Son olarak bu sokağın ünlü olmayan veya belki de çok ünlü evsizi..Ünsüz olanları da çekmek gerek değil mi..
  Bu evsiz  kişi aynı zamanda böyle güzel çiçekler yapıp satarak azda olsa kendi geçimini sağlıyor.

 

25 Ağustos 2013

Tahinli Cörek



Bu lezzetle bu sene tanıştım. Bursa`nın Uzun çarşısında alışverişin arasına sıkışan öğlen yemeyinde..
Hani bildiğimden, özlediğimden değilde görüntüsüne aşık oldum.
Çok acıkmış olmalıydım ki nar gibi kızarmış bu lezzeti bir an önce alıp tatmak istedim..
Ve yediğim zaman kendime şunu sordum " Sen bu lezzeti daha önceden yedin mi, biliyor musun?" Cevabım kendime kocaman " Hayırdı" :((
1993 yılında tanıştım türk yemeklerile. Bu o demek oluyor ki 20 yıldır türk yemeyi yiyorum ve bu lezzeti hiç yemedim diyebilirim.
 Hafızamı kontrol ediyorum evet  bunamadım. Hatırlıyorum, küçükken bahçeli evimizin küçük kulübesindeki sobayı yakmak için uğraşmıştım ve yakamayıp odaya dolan kaz sıkışması sebebile büyük bir patlama oluşmuş, arkadaşlarım, küçük kız kardeşim ve ben fena şekilde yanmıştık..
Kocaman uzun kirpiklerim yanmıştı ve ondan sonra bir daha uzamadı o kirpikler :((



Evet, çok küçük yaşta geçirdiğim bu kazayı hatırlıyorsam demek ki hafızam iyi.. Biliyorum ve hatırlıyorum daha önce tatmadım ben bu lezzeti..
Sabah kahvaltıda  da yedim süper lezzetliydi. Eve gideyim bunu kesin yapmam lazım demiştim..
İşte o gün geçen haftanın cumartesi günüydü.  10 kişilik öğretmen grubu için ilk defa denedim ve gayet güzel oy aldı tahinli çörek..
Tarifi google`den araştırdım, baya bir tarif var tabi ki. Kimse benim gibi geç kalmamış bu lezzeti tanımakta. Resimleri inceledim ve tıpa tıp aynı Bursa`da gördüğüm can alıcı görüntüye orguhobi.com adresinde buldum..
Örgü hobi tahinli çörek diye aratıp tarifi bulabilirsiniz.
Tarif harika bir tarif. Asıl olan bu lezzetin hamuru.. Çok yumuşak bir hamur ve bu hamurdan sadece tahinli çörek değil bir çok lezzetler yapılabilir. Tarifi tuttum ve inşallah aklımda olan tarifleri de aynı hamurla denemek istiyorum..



NOT: 
  • Hamuru ekmek makinesinin hamur yoğurma programında da yapabilirsiniz.
  • Çok şekerli seviyorsanız tahine bir bardağa ilave olarak 1-2 kaşık daha şeker ekleyebilirsiniz.
  • Tarifte 75 gr tereyağı yazıyordu ben düz hesap olsun diye 80 gr yazdım. 

Malzemeler:

  • 3 çay bardağı ılık süt
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • 80 gr tereyağı ( oda sıcaklığında iyice yumuşamış. Yaklaşık iki dolu yemek kaşığı 80 gr oluyor) 
  • 1 çorba kaşığı kuru maya
  • 1 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Aldığı kadar un ( yaklaşık 3 su bardağı)

İçi için : 

1 su bardağı tahin
1 su bardağı şeker

Üzerine : 

1 yumurta sarısı
Çekilmiş ceviz ve susam



Hazırlanması: 

  • Derin bir hamur yoğurma kabına un, şeker, tuz ve mayayı koyup karıştırıyoruz.
  • Karışımın ortasını havuz gibi açıp tereyağını, sıvı yağı, sütü ilave edip, ele yapışmayan hamur yoğuruyoruz. 
  • Hamuru 1 saat dinlendiriyoruz.
  • Tahinle şekeri karıştırıyoruz. 
  • Kabaran hamuru 12 tane eşit parçaya ayırıyoruz ve tezgahın üzerinde elimizle 2-3 mm kalınlıkta açıyoruz. 
  • Tahinli karışımdan sürüp rulo şeklinde sarıyoruz ( resimde olduğu gibi ) 
  • Ayırdığımız tüm 12 parça bezeye aynı işlemi uyguluyoruz ve 30 dakika dinlendiriyoruz.
  • Biraz daha kabaran ruloları tek tek alıyoruz ve yuvarlayarak incecik uzun şerit yapıyoruz. 
  • Daha sonra bir ucundan gül gibi sarmaya başlıyoruz, bitince ucunu alta katlıyoruz. 

  • Yağlanmış tepsiye diziyoruz.
  • Çekilmiş ceviz ve susamı karıştırıyoruz.
  • Tepsiye dizdiğimiz çöreklerin üzerine önce yumurta sarısı sürüyoruz sonra cevizli susamlı karışımdan serpiyoruz.
  • 180 derece ( 350F ) önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz.  
  • Fırından çıkarınca üzerini mutfak havlusu ile örtüyoruz.
Afiyet olsun !!


UYARI




Bu bir uyarıdır http://www.kolay-yemek-tarifleri.net/ sitesi ve tariflerimi yayınlarımı çalıp izinsiz yayınlayan tüm siteler için.

  Yani MUTFAK DİLİ.blogspot.com adresinin tüm yayınları otomatik olarak bu siteye yönlendirilmiş durumda.. Hatta uyarı yazısını bile utanmadan yayınlamışlar..

Yayınlarımı izinsiz olarak sitenizde yayınlıyorsunuz. Bunun için sizi nazikçe uyarmak istiyorum. Bundan vazgeçmenizi diliyorum.
 Aksi taktirde  hakkınızda suç duyurusunda bulunmak zorunda kalacağım ve gereken işlemleri başlatacağım..



Arkadaşım Feyza` nın tarifimi bu sitede fark ettiğinden bu yana sürekli izliyorum.
Tariflerimin hatta  tarifleri degil tüm yazıları yayınladıgını fark ettim..
İsmi kolay yemek olmasına bakmayarak sadece yemek tariflerini almıyorlar.
Ve bir çok blogcu arkadaşımın yayınlarını izinsiz yayınlıyorlar.
Tüm blogcu arkadaşlara duyurulur böyle emek hırsızlarına artık dur diyelim elimizden geldiği kadarıyla..


22 Ağustos 2013

Bir Pazar Günü Ailece Kahvaltı- 14 Ekim 2012 yılı.



Dünden itibaren yani 21.08.2013 tarihi Texsas Austin`de okullar yeni eğitim yılına merhaba dedi.
Buna en çok sevinen annelerdir eminim.. Benim gibi.. Yazın evde sıkılan çocuklara eğlence arama derdinde olan ama bunu bir türlü başaramayan anne olarak sevindim tabi..
Çok şükür gecen senekiyaza nazaran bu sene iyi geçti.. Haziranı Türkiye-Azerbaycan gezisinde bitirdik, temmuz ramazan ayı vardı çok şükür.. Geriye 15 gün filan ağustos ayından kalmıştı onu da okul alış verişi filan derken bitti..

Evet okullar başladı ama benim kabuslu pazarlar da başlamış bulundu tabi ki..
Oldum olası Pazar günlerini sevmem.
Her kesin bir pazartesi sendromu vardır ama benim en güzel günüm pazartesi.. en sevdiğim gün de cuma ve cumartesi..


Bu pazar gününü sevmeme bende orta okulda başladı aslında.. Cuma günü gelince yaşasın ne güzel yarın cumartesi kimse başımda dikilip " Kalk okula geç kalıyorsun" demiyordu.
Saatlerce uyurdum. Ayyy nasıl severdim: şöyle uyanırdım yerimde dönerdim sağa sola, hayaller kurardım, o arada bir daha uyurdum..
Yalnız Pazar günü geldi mi Allah kesilmezdi o " Kalk " diyen sesler.. Öncelikle "kalk canim, üreyim" denilirdi, sonra " bak hala kalkmadın mı sen" denilirdi, birazdan " kalk yoksa su dökcem üstene" denilirdi, tabi sonrası malum " Kalllllllkkkkkk" diye bağıran son ses fırlatırdı beni yerimden..
Neymiş pazar günü temizliyi var evde.. Evler silinecek, halılar dışarıda silkinecek, çamaşırlar yıkanacak ( tabi ki elde) banyo yapılacak.. pööffff...



Bak bu yüzden sevmezdim pazarı..
Üniversiteyi kazandım durum değişmedi aksine daha da zorlaştı.. Çünkü kaldığımız evin su problemi vardı çamaşır yıkayıp banyo yapmak için her pazar günü iki otobüs değiştirerek teyzemin evine giderdik erkenden..

Evlendim artık özgürüm hani eşimde bir şey demez yatarım Pazar günleri dedim.. Ne mümkün yazılmış benim kabuslu pazarım evliliğin tam iki yılı hala Üniversitede öğrenci olduğum için pazardan sonra gelecek olan pazartesi okul olduğu için ve pazar günü evin bir haftalık işini yapmam gerektiği için erkenden uyanmak zorunda kalıyordum..Yani bir türlü uyuyamadım arkadaş ya..



Okul bitti, çocuk oldu, sadece pazar değil her gün erkenden asker gibi ayaktaydım..
Çocuk büyüdü derken bu defa da eşim, gerçi evlendiğimden zaten eşim her pazar kalk diyordu da mecbur kalkmam gerektiği için onun dediği çok balyoz gibi inmiyordu kafama. son 5 senedir iyice deli ediyor beni bana pazar günü " kalk" denmesi..
Eşimin derdi erkenden kalkalım pikniğe gidelim, olmadı evde erkenden kahvaltı yapalım erken dediği de sabahın 6 sı :))
Benim derdim de pazar en az saat 11-12 ye kadar uyumak sonra kalkıp kahvaltı yapmak saatlerce.. Sonra bir yerlere gitmek. Akşam da mümkünse dışarıda yemek yemek.. Hayaller aleminde yaşadığımı çok kişi söylüyor canım biliyorum :))


Yok olmadı bir türlü..
Pazar günü ben erken kalkamıyorum, çünkü programlanmışım ya bilgisayar gibi, anam format da kabul etmiyor ha.. ne biçim kafaysa..
Geç kalkarım, ben geç kalkınca erken kalkanlar benden artık bir saat sonra öğlen yemeyi ister. Ben şöyle keyfimce kahvaltı yapamam, strese girerim ve bu stres tüm pazarımı mahveder..



Yoo bakmayın yazdığıma canım o kadar da odun deyilim. Kalkıyorum ara sıra erkenden pazarları pikniğe gitmek için, güzel kahvaltı hazırlamak için, yolculuğa çıkılacaksa erkenden hazırlanmak için falan filan..

İşte o erken kalkılan bir pazarın bir gününde tarih olarak da 14 ekim 2012 de böyle sofra hazırlamıştım unutulmasın diye, eşim benden dert yanarsa ispat olsun diye hazırladığım sofranın da resimleri çekmiştim boy boy..
 

O gün erken kalktım hazırlıkları yaptım, küçük ekmeklere çemen sürdüm, nutella sürdüm.
Bir gün akşamından yaptığım börekleri, damla çikolatalı kekleri koydum, biber kızarttım yoğurt ekledim üstüne patates kızarttım, menemende yaptım. Sonra jeton düşte benim kız pek bir şey yemez  bu sofrada yumurta olsa iyi olur. Gerçi menüyü bir az abarttım ama olsun yılda bir iki kere böyle hazırlanıyorum olsun o kadar..
Eşime hadi yumurta al gel dedim marketten.. İtiraz etmedi sağ olsun ( market yakın diye herhalde) ..
Yarım saat sonra elindeki yumurtanın yanına bir de kırmızı güllerle gelen kocayı görünce "Kız Samire sen bu kahvaltıları niye her pazar böyle hazırlamıyorsun ki adam da gül alsın gelsin" ..
"Neymiş bu hayırdır" dedim  erken kalkmışım ya teşekkürmüş :)))
Yok ya ben bu adamı 18 yıldır tanıyorum her pazar yapsam almazdı eminim .. Böyle ara sıra yapmak lazım ki alışmasın, parası israf olmasın, ara sıra gelsin böyle çiçekler ..


Neyse yumurta salatasını da yapınca oturup erkenden kahvaltıyı yaptık..
Sonra peki.. Sonra tabi ben bulaşıklara daldı, bulaşık bitti öğlen yemeyinin derdine düştüm, çamaşır filan derklen bir pazarın sonuna geldik..
Böylece öğrenmiş oldum ki pazar benim günüm değil ..
Belki kime göre harika bir gündür ama sevmiyorum işte Pazarı yaa..
Yaşasın pazartesi diyenlerdenim... !!



Resimleri araya koymak zorundaydım. Bu fotoyu sonradan sofranın genel düzeninin küçük detayını anlatmak istemiştim o yüzden çekmiştim.. Peçeteyi tabağın içine koysanız daha güzel olur. Kenara koydum resimlerken tabagın altına koyduğum desenli kağıt gözüksün diye..

Hayırlı , mutlu huzurlu pazarlarınız olsun.. Benimde inşallah .!!
  

20 Ağustos 2013

Mantar Kurabiye



Her blogun olmazsa olmalı bu kurabiye..
Baktım eksik kalmış dün acele yaptım .
Acelemin sebebi de vardı aslında. Kaç gündür buzdolabından çıkardığım tereyağının artık bana " kadın artık yap benden ne yapacaksın yoksa ölcem Austin sıcağında" diye söylenmeye başlayacaktı..

Güzel oldu.. Hatta nasıl güzel mantar şekli vermişim ve kurabiyede almışsa esim akşam gelip bunları tepside görünce "aa mantar mi yaptın"dedi:)

Mantar değil mantar şekilli kurabiye yaptım demenin de gururu başkaydı :))
Aynı soruyu kızım da sorunca hatta kızım "aa nasıl yaptın mantar gibi" deyince fena havaya girdim yeminle.. Gece olmasa çıkıp derin bir nefes alıp bahçede çay içecektim kurabiyeyle..
Dışarı çıkmadım ama iki kurabiye yemeden yatmadım, çayla tabi ki..




Not:
  • Bir çok tarifte nişasta çok kullanılmış ben çok dağılsın ve çok yumuşak olmasını istemedim o yüzden çok nişasta koymadım.
  • Ve tabi ki bir çok tarifte kakao kullanılmış üzerine süs vermek için ben türk kahvesi kullandım.
  • İsteyen kakao, isteyen nescafe, isteyen türk kahvesi kullanabilir..
  • Topları tepsiye dizmeden önce kola kapagını kolaya batırıp ortasına bastırma işlemini yapın. Tepsiye dizdikten sonra yaparsanız kurabiyeler tepsiye çok yapışmış olur, piştikten sonra çıkarırken zorlanırsınız.  
 Malzemeler:
  • 200 gr tereyağı ( margarinde olur)
  • 6 dolu yemek kaşığı pudra şekeri
  • 4 yemek kaşığı mısır nişastası
  • yarım çay bardağı sıvı yağ 
  • 1 yumurta
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu ( baking powder kullananlar 1 çay kaşığı kullanabilir)
  • aldığı kadar un
Süs vermek için :
  • kola kapağı
  • kakao veya türk kahvesi, nescafe

Hazırlanması:

Un hariç tüm malzemeyi derin karıştırma kabına koyuyoruz.
Unu yavaş yavaş ekleyerek ele yapışmayan hamur elde ediyoruz.
Hamurdan cevizden biraz büyük parçalar koparıp tezgaha diziyoruz.
Hamurun hepsi bittikten sonra  küçük çay tabağına türk kahvesini döküyoruz ( siz kakao kullanacaksanız onu dökün)


Yaptığımız yuvarlak topları avucumuzun içine alıyoruz.


Kola kapağını önce kahveye batırıyoruz sonra yuvarlak topların tam ortasından doğru hafif bastırıyoruz.


 Çok bastırmayın.  Aşağıdaki resimdeki miktar kadar.


Yağlı kagıt serilmiş tepsiye aralıklı diziyoruz.


 Not bölümünde yazmıştım bir daha hatırlatayım topları tepsiye dizdikten sonra yapsanız bu işlemi yani kapağı kahveye batırıp kurabiyenin ortasına bastırmak işlemini o zaman kurabiyeler tepsiye çok yapışmış olur, piştikten sonra çıkarmak zorlaşır.

Önceden ısınmış 180derece ( 350 F)  fırında yaklaşık 20 dakika pişiriyoruz.
Çok kızarması gerekmiyor bu kurabiyenin o yüzden fırında çok tutmayın..


Afiyet olsun..!!

19 Ağustos 2013

Kirazli Etimekli Muhallebi



Evin en sevdiğim bölmesi Mutfak ..
Ve o mutfağın en şok sevdiğim yanı da uydurmasyon tarifler..
İsmini bile uydurdum mu bu tatlının aynen öyle.. Uydurdum ve de oldu..

Gece saat 2:13 ..
Önümde tam 5 yıla yakındır kahrımı çeken ve ateş gibi ısınmış ve de susmadan vır vır diye çalışan HP bilgisayar var..
Bilgisayarın önünde de cumartesi geçeyi ve tüm pazar gününü balık tutmakla geçire esine sinirlenen, ütüsü dağ  gibi birikmiş ama canı onları ütülemek istemeyen, canı burnunda Samire oturuyor..
Ayrıca evin kliması bozuldu Texsas Austin`nin sıcak ağustos gününde evin içi 84 F yani 28 derece bunaltıcı ve nemli bir sıcak..
Şükürler olsun buna da klimasız olanlar ne etsin, Adana`yı düşününce:(
 

Youtube acık ve her zamanki gibi tarif yazarken şarkı dinliyorum. Tariflerime Kutsi, Ebru Gündeş, Mustafa Ceceli, Emrah, Rafet El Roman, Sezen Aksu, Funda Arar ve tabi ki Röya Ayxan eşlik eder.
Bazen bunlardan da sıkılınca yeni arayışlarda olurum.. :))
Şu an Röya dinliyorum " Sil Baştan" diyor ... ( tavsiye ederim güzel şarkı)
Bende Yaz baştan diyorum ve severek uydurduğum Kirazlı tarifi tüm sinirli halime rağmen yazıyorum..
Uydurma ama nasıl uyduysa tatlar birbirine anlatamam..
Deneyince ben ne demek istediğimi anlayacaksınız.



NOT:
  • Etimekleri kırarken çok fazla ufalamayın. Kesme şeker büyüklüğünde olursa iyi olur.
  • Muhallebiye unu koyarken çok tepeleme un koymayın.
  • Muhallebi koyu olmasa daha iyi olur. 
  • Kiraz yerine başka meyveler de kullanabilirsiniz.


Malzemeler :

  • 1 paket etimek tost ekmeği ( pakette yaklaşık 13 tane oluyor )
  • 1su bardağı şeker
  • 1su bardağı su

Muhallebisi için :

  • 3su bardağı süt
  • 1su bardağı şeker
  • 3 yemek kaşığı un ( kaşık tepeleme olmasın parmağınızla üzerinden silme yapın fazla olmasın)
  • 2 yemek kaşığı mısır nişastası ( nişasta yerine un da olur)
  • 50 gr tereyağı
  • 1 paket vanilya

Süs ve aralara koymak için :
  • Kiraz
  • Çekilmiş Ceviz 
 


Hazırlanması :

  • Bir bardak şekeri tencerede çevirerek iyice rengi kahve rengi oluncaya kadar yakıyoruz.
  • İyice kararan şekere 1 bardak su ekliyoruz bir taşım kaynatıyoruz.
  • Etimeklerin hepsini küçük kesme şeker büyüklüğünde kırarak derin bir kapın içine döküyoruz.
  • Sıcak karamelli şerbeti etimeklerin üzerine ekliyoruz ve etimeklerin hepsini ıslatıyoruz, hafif bir şekilde de eziyoruz. (Resimde olduğu gibi.)

  • Etimekler bir kenarda beklesin muhallebiyi hazırlayalım.
  • Derin bir tencereye sütü, unu, nişastayı, şekeri, koyup karıştırıyoruz.
  • Tencereyi ocağın üstüne koyuyoruz, sürekli karıştırarak koyu kıvama gelinceye kadar pişiriyoruz.
  • Koyulaşmaya başlayınca vanilyayı, tereyağını ekliyoruz 2 dakika daha karıştırıyoruz. Muhallebinin üzerinde göz göz kabarcıklar oluşmaya başlayınca ocaktan alıyoruz ve 2-3 dakika sürekli çırpıyoruz.
  • Çırpma işlemini blendır veya mikserle yapabiliriz.
  • Servis yapacağımız kuplara ilk önce biraz etimeklerden koyuyoruz.

  • Kiraz doğruyor biraz, sonra muhallebiden koyuyoruz kupanın yarısına kadar.
  • Sonra tekrardan biraz daha etimek koyuyoruz, kiraz doğruyoruz.

  • Geri kalan  muhallebinin hepsini kupalara paylaştırıyoruz kirazla süslüyoruz.
  • Ceviz serpiyoruz.
  • İsteğe göre yeşil fıstıkla da süsleyebiliriz. 
 Afiyet olsun..!!

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM