31 Mart 2013

Tavada Pizza



 Kahvaltıda, 5 çayında, aksam, gece hiç önemli değil börekleri, çörekleri, kekleri götürüyoruz mideye.
Sonra da neden kilo alıyoruz.. Nasıl vereceğiz bu kiloları derdine düşüyoruz. Diyetler, yeşil çaylar daha neler neler..
İsi bastan sağlama alsak iyi olur da yapmıyoruz..
Seviyoruz ama misafiri harika kahvaltı sofralarını gece muhabbetini..  Olsun ya ben seviyorum hamur islerini..
Çok kolay kilo alan biri değilim, onun rahatlığımı var ne bilmiyorum ama seviyorum hamur işini..


Hele böyle lezzete asla hayır demem..
Ekmek tarifi peşinden pizza tarifi hamur isini sevdiğimin göstergesidir:)
Tarifi yine bizim tatlı arkadaşımız Kuaybe`den aldım. Arkadaşın fırını bir kaç aydır bozuk. Buda böyle güzel tariflerin ortaya çıkmasına vesile oldu..
Belki de bu lezzet hiç akla gelmezdi.. Her tarifin ortaya çıkma sebebi var ya bu tarifin de ortaya çıkma sebebi fırının bozulması :)
Tarif hem kolay hem lezzetli hemde görüntüsü muhteşem.. 
3 harikalık bir aradaysa gelsin o zaman tarif ki hepimiz bir pazar kahvaltısı için yapalım.. :)
Ben oyle yaptım cunku. Martın son gunu Amerikanın Easter bayramı her yerin kapalı oldugu bir günde, pazar kahvaltısında çocukları mutlu etme adına ozenli bir sofra kurdum ve boyle guzel lezzeti yaptım. Masamızda   eksik olan tabak  tatil gunu olmasına bakmayarak işe giden esimin tabagı :( Her pazar oldugu gibi ...
Ama her kahvaltı soframızın dizi keyfi eksik degil.. Arka fonda 80`ler dizisinin 38. bolumu ..



Malzemeler

  • 1/2 bardak ılık su
  • 1 tatlı kaşığı kuru maya
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • 1 cay kaşığı tuz
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • Aldığı kadar un


Üzerine :

  • Rendelenmiş kaşar
  • bir yemek kaşığı domates salçası ( salça yerine ketçapta olur)
  • Nane veya kekik
  • Kırımzı pul biber..




Hazırlanması :

  • Tüm malzemeleri karıştırıp çok sert olmayan hamur yoğuruyoruz.
  • Hiç bekletmeden çok ince bir kat çeklinde kenarı hafif yüksek tavaya yayıyoruz. 
  • Uzerine biraz sulandırılmış salça ve ya ketçap sürüyoruz.
  • Sonra kaşar rendesi serpiyoruz bolca..
  • Üzerine isteğe göre nane veya kekik serpiyoruz
  • Sonra tavanın kapağını kapatıp bekletiyoruz.
  • Hamur biraz kabarıyor yaklaşık yarım saat.
  • Sonra ocakta kısık ateşte sürekli çevire çevire pişiriyoruz.
  • Hamurun altını kontrol enin rengi hafif dönmüşse olmuş demektir..
  • Ocaktan alıyoruz, pizza hazırdır..
  • Afiyetle bir pazar kahvaltısında yiyoruz..




29 Mart 2013

✿Çiçek Ekmek ✿




Ekmek bereket.. Ekmek lezzet.
Nimetin kıymetini kaybedince anlarsın derler ya  inanırdım ama çok anlamazdım.
Amerika`ya geldim ekmek bulmadım. Nasıl  özledim nasıl kokusu tüttü burnumda aylarca.. Sıcak sıcak fırın ekmegi yemeyi özledim, hani fırından eve getirinceye kadar kenarlarındaki kıtır tarafını yolda yiyip bitirmeyi özledim. Çocukken çok yapardım bunu, Dedem rahmetli hep kızardı bir daha gönderirdi beni fırına. Bana da hava hoş bayılırdım fırına gitmeyi niyeyse :))

✿✿✿

 Buraya gelir gelmez söylemişlerdi buradaki arkadaşlar ekmek çok bulunmuyor bulunsa çok pahalı deye. Eve acil alınacak listesine girdi hemen bir ekmek makinesi..
Walmart`dan çok değil sadece 50 dolara aldık bir ekmek makinesi büyük hevesle..
İlk ekmek denemesi başarılı.. İkinci de güzel derken aylar geçti.. Ama yok alıştığımız lezzeti , damak tadımızı bulamadık.. Hazır alalım dedik. Nereden hangi ekmek türü alınır sorduk bilenlere..
Amerika`nin büyük toptan satış yapan marketi var ismi Sam`s Club. Oradan aldık bir dönem .. Uzun tandır ekmegi gibi arap ekmegi var.  İki tanesi 3 dolar 69 sentti galiba.. Güzel ekmek fırında ısıtınca ama bizim çocuklar onu da beğenmedi..
Yetmiyordu zaten.. 2-3 günde bir almak gerekiyordu.. Ayrıca market uzak her gün gidemiyoruz . Apartman köşesinde bakkal ne arar " oğlum bir koşu ekmek al da gel" deyeceksin..
Komşu yok evde ekmek bitince kapısını çalıp isteyeceksin..

İlk sene vardı çok şükür ayni apartman sitemizde bekar kızlar?. oğlanlar kapılarını çalıp ekmek isteyecek ama onlarda da bazen olmuyordu ki. Bekarlar zaten free takılıyorlar bir gün vardı bir gün yoktu ekmek.. Yalnız bi ara bekar oğlanlar bir ekmek yapmışlardı eşim meth ede ede bitiremedi.. E hadi dedim verelim unu bize de yapsınlar" dedim.. Bir gün merak edip" hadi getir bakayım nasıl bir ekmekmiş deneyelim aynısını" dedim.
Getirdi, ne olsa seversiniz hazır dondurulmuş küçük hamurları almışlar bekletmişler dışarıda bir iki saat, fırına verip pişirmişler..:)) Yalnız çok güzeldi.. Ondan da aldık denedik süreç uzun sürmedi.. Bir gun almayı unuttuk bazen dışarıda çok beklettik çok kabardı ayni lezzeti vermedi ve sair..
Gerçi bekarlardan biri uğraşıp ekmek makinesinde de olsa ekmek yapıyormuş ara sıra ama ondan yemek nasip olmadı:((

Gel gelelim ekmek hasreti yaktı bizi kavurdu denemedik yol bırakmadı :(
Lezzet ve tadı ayrı konu asıl olan helal olması.. Çok az bulunur burada helal ekmek.  Markette çok çeşit var ama gel ki o kadar ekmegin içinden sadece bir çeşidi yenebilir oluyor o da farklı tatta, üstelik pahalı. Bir ekmek çeşidi bulmuştum aynı trabzon odun ekmegi Central Marketten. Dilimlenmiş hazır,yaklaşık yarım kilodan biraz fazla , fiyatı 4 dolar neredeyse.. Eve getiriyorduk hemen bitiyordu ona paramı dayanırdı . Ayrıca market çok uzaktı gitmesi bile 10-15 dakika sürüyordu. Geri gelmesi de vardı.. Vazgeçtik ondan da ..


Kızım hala alışamadı buranın ekmeklerine.. " Anne Azerbaycan`a gidince çok yiyelim ve buraya da getirelim ekmek olur mu" diye soruyor. " İyide kızım nasıl getirelim buraya getirsek bir iki tane o da biter" diyorum..
" Yok anne 100 taneden de çok alalım getirelim " diyor tatlım hala.. Bakma ki geldi 11 yaşına..
Aslında makine yapıyor ekmegi ama lezzeti bir farklı oluyor. Mayadan mi desem, suyundan mı desem, makineden mi desem bilmiyorum..

Çareyi buldum.. Sürekli olmasa da çoğu zaman için taze güzel , temiz ekmek için döndüm benim emektar makineye ne varsa sende var dedim..  Anlaştık makineyle " sen yoğur hamuru ver bana " dedim ben onu şekillendirir fırında yaparım.. Maşallah usludur benim makine kızım . Dinledi beni..
Şimdi ne yapıyorum, hamur yoğurma programına koyuyorum ayarını unu, su, tuz, maya yağ ekleyip hamuru yoğurtuyorum.
Hazır olan hamurdan istediğim şekli verip ekmegi yapıyorum.
Bazen vakit darlığı , fırını ısıtma süreci, evden çıkma hallerinde yine de ekmek yapma programına koyup gidiyorum ekmek biz gelinceye kadar hazır oluyor.. Buna da şükürler olsun , hiç bulamayanlar da var..
Madem bu kadar uğraştık ekmek peşinde koşmakta o zaman aldığım harika sonuçları da şöyle gururla paylaşalım.
Ayrıca İnstagram`dan beni izleyen tatlı izleyenlerin isteği üzerine de fazla bekletmedim arşivde resimleri.. :)
 
Lezzeti yakalamak bazen zor oluyor ama ben bu tarifi çok sevdim kolay çünkü..
Tarif Arife tarif Gerek blogunun sahibi Nurdan arkadaşın pide hamuru . Pide hamuru deyip geçmeyin ayni ekmek hamuru oluyor ..  Yalnız ben unu bir az fazla koydum.
Ayni malzemeden ve aynı hamurdan istediğiz şekli vermek size ait olsun.. .
Ben çok sevdiğim iki şekli paylaşayım sizinle.. İlki Çiçek şekli..


Malzemeler: 
  • 2 su bardağı ılık su
  • 4,5 su bardağı un
  •  2 tatlı kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı toz maya
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ




Hazırlanması.:

(İlk önce şunu söyleyeyim ki ekmek makinesi olmadan da elimizle yoğurup aynı sonucu alabiliriz.)
 
  • Ekmek makinesinin kabına ilk önce suyu, yağı, mayayı, tuzu, şekeri en son da unu ekliyoruz.
  • Elimizle tüm malzemeler karışsın deye biraz karıştırıyoruz.
  • Sonra makineye yerleştirip makinenin programını  hamur karıştırma ayarına getiriyoruz.. İngilizce desek dough ayarına yani ..
  • Hamur yoğrulup bittikten sonra  kenarı yüksek orta boy yuvarlak  fırın tepsisini, kelepçeli kek kalıbını veya borcamı hangisini kullanacaksanız alıyıp hafif yağlıyoruz. Hamurdan eşit miktarda koparıp elimizle yuvarlıyoruz. Yuvarlarken hamur elimize yapışıyorsa elimizi biraz yaglıyoruz.

  • Yağlanmış tepsiye çiçek şeklinde birbirine yakın diziyoruz. 
  • 10 dakika daha kapta kabarmasını bekliyoruz.
  •  Sonra üzerine yumurta sarısı sürüp çörek otu, susam, haşhaş serpip 250 derecede ( 370 F) üzerini kızarana kadar pişiriyoruz. 


İkinci şekil bu yani yukarıda olan:)
Yine ayni hamuru derin bir kaba alıyoruz elimizle bir daha yoğuruyoruz. Tekrar kabarmasını bekliyoruz. Sonra hamurdan parçalar koparıp yuvarlak, oval şekil verip yağlanmış düz tepsiye diziyoruz üzerine çatalla şekil veriyoruz. 
Yumurta sarısı sürmeden öylece 200 derecede ( 390F) üzeri kızarana kadar pişiriyoruz..

Afiyet olsun!!




26 Mart 2013

✿ Nar Ekşili Kısır ✿




İsmini ilk defa duyduğum zaman çok gülmüştüm bu lezzetin..
Nasıl yani demiştim.. Neden bu ismi koymuşlardı ki..
Yiyen kısır olmuş da ondan mı..? 
Sonra Vezir parmağı, İmambayıldı, Dilber dudağı, Kadınbudu Köfte, Tavuk göğsü gibi isimleri duyunca ok dedim uydurmuşlar yani..
Yedim dedim ki sana kim Kısır demişse utansın.. Senin adın ask, senin adın tatlı, senin adın perfekto olmalıymış Kısır`ım.. Ne güzel bir lezzetsin sen boyle..
Çayın yanına, misafir sofrasına, 5 menüsüne, gecenin, gündüzün tüm saatinde yenilecek bu lezzeti sevmeyen var mıdır ki..
Mesela benim  gibi şoyle muzik eşliginde bilgisayarda ugraşıp bloga yeni post yazma telaşıyla yanında helva, çay olan ksıra hayır dermisiniz ki?   "Hayııırrr" demeyiz seslerinizi duydum bile:))
Olsa her gün, olmasa haftada bir yerim bıkmam. Yanında etimek tatlısıda olsa kotü olmaz hani . Oy anam oyy:)


  Google amcaya sorsan önüne kısırın her çeşidini çıkarır..Birde benim blogumda olsun dedim. Kızım, gelinim, dostum, kardeşim, arkadaşım bir gün sorarsa gururla evet benim blogda Rabbin izniyle bulursun kısır tarifini diyeyim..
Yalnız bir iki farkla.. Her igidin bir yoğurt yiyişi vardır ya her blogunda kendine has kısırı olmalı.. :) Nar ekşisi mesela benim ilavem oldu. Gercek tarifte yok.  Taze nane de ekledim güzel kokusu olsun deye..
Ama tarifin asıl kaynağı  nereden deye sorsanız, bizim tatlı arkadaş Süeda`dan . Peki kaynağa nasıl ulaştım bizim kelebek aşığı, tatlı dill, kendine has özel gülücüğü, harika dekorasyon, dizayn, fikir sahibi Kuaybe`den..
Yapılışı farklı, kolay ve Kısır böyle olmalı dedirtir inanın bu tarif.
Tarifi okuyunca ve yapıp tadına bakınca bana hak verecek, Süeda`ya ve Kuaybe`ye teşekkür edeceksiniz..
Başlayalım mı. Hadi mutfağa :)



Malzemeler:


  • 1 bardak kısırlık bulgur
  • 1,5 bardak kaynar su
  • 1 orta boy soğan
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 4 yemek kaşığı sıvı yağ 
  • 4 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı nar ekşisi
  • 2 yemek kaşıgı limon suyu 
  • domates
  • maydanoz
  • taze nane ( kurusunu da ekleyebilirsiniz soğanla salçayı kavururuken) 
  • yeşil soğan
  • kimyon
  • isot
  • sumak
  • tuz
  • karabiber



Hazırlanması:

Tavaya 4 yemek kaşıgı sıvı yağı ekleyip ısıtıyoruz.
1 adet soğanı ince ince doğrayıp yağda kavuruyoruz.
Kavrulan soğana bir yemek kaşığı domates, bir yemek kaşığı  biber salçasını da ekleyip kavurmaya devam ediyoruz.
Kimyon, karabiber, isot veya kırmızı pul biber ekliyoruz, ardından bir buçuk bardak kaynar suyu da ekleyip suyun kaynamasını bekliyoruz.
Kaynayan salçalı, soğanlı karışıma su için kullandığımız bardakla 1 bardak kısırlık bulguru ekleyip karıştırıyoruz.


Tencereyi ocaktan alıyoruz. Bir kenarda kapağını kapatıp bulgurun kabarmasını bekliyoruz.
Kabaran bulgura  limon suyu ekliyoruz ( siz kendi damak tadınıza göre fazla ekleyebilirsiniz) 4 yemek kaşığı zeytinyağını, 1 yemek kaşığı nar ekşisini ve sumağı da ekleyip elimizle bir güzel yoğuruyoruz.
Maydanoz, taze soganı ince ince doğruyoruz, domatesin kabuğunu soyup veya kabuklu olarak çekirdeğini çıkarıp küp küp doğruyoruz.Bunları da ilave edip karıştırıyoruz.
İsteğe göre üzerine turşu, salatalık veya küçük kırmızı domatesleri ikiye bölerek süsleyip servis ediyoruz
Afiyet olsun !!!




Texsas Hamilton Pool Nature Preserve ve bir Rüya



Rüya .. Benim için o kadar önemli ki..
Çoğu rüyalarda mutlu oldum uyandığımdan akşama kadar o rüyanın etkisi yüzümde gülümsemesi dolaştım avare..
Çoğu rüyada korktum, attı kalbim gece oluncaya kadar..
Bazılarında da hüzünlendim, ağladım gözlerim şişinceye kadar..
Bu rüyaların hayatımda yüzde yetmiş seksen gerçeklik payı olduğu için de önem verdim demek ki..
Korkularla, mutlulukla boğuştum durdum hep..


İste dün gece de o rüyaların en korkuncu en etkilisini gördüm.
Sabaha kadar a]ladım, babamla kavga ettim durdum..
Neymiş: Ailem beni sevmediğim, nefret ettiğim birisi ile evlendirmişler..
Allahım bir de benim koylum üstelik  o aileyi hadi aileyi geçtim adamı sevmezdim gerçekte.. Offf...
Verirken zorla evet demişim. Evlenip gitmişim, aileyi adamı görüp delirmişim ağlıyorum hüngür hüngür.. Yalvarıyorum babama ben o adamı istemiyorum lütfen geri evimize geleyim deye..Yok babam Nuh diyor peygamber demiyor..
Rüyadan nasıl uyandım bilmiyorum.. Tüm vücudum titriyordu.. Bunun rüya olduğunu fark etmem sadece 2 dakika sürdü sanırsam..
O anda 17 senede ilk defa " Çok şükür ki evliyim " deyip derin bir nefes aldım..
Kalktım abdest aldım, namaz kıldım,dua ettim.. Hafif bir rahatlama çöktü üstüme. O rahatlamayla yeniden uyudum..


Yok ki yok bu rüyanın benim yakamdan düşeceği yok. Bir daha o rüya, bir daha benim istemeyen bir koca evinde ağlayıp dövünmem..
Sağa döndüm olmadı, sola döndüm olmadı. "Kalk bu böyle olmaz" dedim.. 
Bir kaç dakika düşündüm durdum rüyayı.. Hafif tebessüm ettim hani evliyim ya ondan..  hafif korku düştü işime.. Ne ola ki yorumu deye.. Hayır olsun dedim nasılsa evliyim böyle bir endişem yok.. Ama ya olsaydı:((
Böyle bir korkuyla yaşayan genç kız olmayı istemezdim doğrusu..
Ya da bu rüyanın gerçeğini yaşayan birisi de olmak istemezdim.. Evlenmiş ama evlendiği adamı ilk defa gören ve hiç sevmeyip baba evine dönmek isteyen çaresiz birisi..
İstenmeyen  bir evlilik.. Azabı,  eziyeti, korkusu, ızdırabı... Rabbim kimseyi böyle bir durumla  imtihan etmesin. ..Zordur zor..

Hayır olsun dedim..Kahvaltı yaptım ortalığı biraz topladım.. Bahçede bir şeyler ekmekle meşgul olan eşime de hiç bir şey söylemedim.. Ama rüyanın etkisini de üzerimden atamadım.
Benim acilen evden çıkmam lazım dedim .. Eşime "ben gidiyorum evde durmak istemiyorum" dedim. O da iyi bir şey demedi..
Kızıma hazırlan dedim.. Vildan arkadaşa "hazır ol gidelim gezmeye" mesajı attım..
Planı yaptık ver elini Hamilton Pool dedik..
Uzun zamandır gidip görmek istemiştim kısmet bir deli rüyanın rüzgarında savrulup gitmek varmış..



Austin`den bir bucuk saat uzak bir yerde böyle güzel manzara..
Yanımıza meyve,çay, dünden yaptığım kahveli keki almıştım..
Akıllı aletin bize çizdiği yoldan bir yanlış bir doğru giderek, arabanın arkasında "ne zaman varacağız, orası park değil biz neden oraya gidiyoruz, bize dondurma alın" deye öten iki kız çocuğuyla vardık Hamilton Pool`a.... 
Manzara süper, hava hafif rüzgarlı, inişli çıkışlı, taşlı, kayalı, eğri bügrü yollardan geçtik bu güzel manzarayı görmek için..
Değdi ama geldigimize.. İçimdeki sıkıntıyı attım , rahatladım.. Derin bir nefes aldım.. Fotoğraf mı ?
Ayıp ettin baya çektim..
 Benim fotoğraflar kafi gelmeyebilir. Google`dan Hamilton Pool Nature Preserve deye yazın harika görüntüler çıkacak..


Vildan arkadaşa parka gideceğiz demiştim. Burası onun için sürpriz oldu tabi. Benim süslü arkadaşım giyinmiş topuklu.. İndik yürümeye taşlı ve uzun yol.:)) Ne yapacağız "ver elini" dedim.. Tıngır mıngır yürüdük.. Yolda önümüze çıkan ve tebessüm edenlerin gülücüklerine anlam vermek hiç de zor olmadı.. :))Kol kola parkta yürür gibi yürüyoruz ve de birimizin ayağında topuklu birimizde spor ayakkabı..
Elime geçmiş fırsat değerlendireyim dedim böyle güzel karelerle bu anı.  :))


Sadece bir saat vakit harcadık.. Küçük piknik yaptık her zaman olduğu gibi. türk milleti yemeden olmaz ki :))
Kız kıza geçirdiğim günün sonunda rahat bir nefes almıştım.. Gün bitmişti, rüyanın tesiri üzerimden gitmişti.


Yolun fotosunu çekmek de en büyük hobim ..


Texsas Austin seviyorum seni çook.. 4 mevsimin olmasa da, çok sevdiğim karın yağmasa da .. Yazın havan çok sıcak olsa da .. :) Sen benim ilk göz ağrım, İlk aşkım, ilk gurbetim, hatıralarımın enn güzelisin..


En son da kızımın arkada sıkıntıdan çektigi fotolar.. Cok da hoşuma gitti :))



18 Mart 2013

Antep Kebabı ( Patlıcan Dizme)




Bir ismi Antep kebabı diğer ismi Dizme..
Hangisi daha çok bilinirse o iste..
Ben  yemeyin ismine de bakarım tadına isminden çok bakarım ..
Bayıldım bu lezzete..
Hem patlıcanlı hem etli hemde kolay.. Canımın yemek yapmak istemediği zamanında pratik bir şeyler ararım ve nedense ilk aklıma gelen bu yemek olur.. Evde gerekli malzemelerde varsa mutfağın yolu olur bana 3 adım..
Çok var bu tarif nette. Benim blogda eksik olmasın.. Yalnız bir farkla detaylı resimlerle bizim tarif..:)
Bu ihmal edilemez. Yalnız şunu söyleyeyim malzemeler benim yazdığımla sınırlı değil. Ben büyük borcam yaptım ve malzeme miktarını ona göre ayarladım.
Siz kullanacağınız fırın kabına göre, misafirin sayına göre ayarlayabilirsiniz malzemeyi..
Şimdi tarif



Malzemeler:


  • Patlıcan
  • Domates
  • Yeşil biber
  • Bir yemek kasığı domates salçası
  • Su
  • 3-4 yemek kaşığı yağ

Köfteye katılacak malzemeler:
  • Kıyma
  • Kuru soğan ( soğan bol olursa iyi olur. yaklaşık yarım kg kıymaya bir büyük boy soğan )
  • Nane, reyhan, maydanoz ( bu yeşiliklerin kurusu da olur. Siz istediginiz baharatı, yeşilligi ekleyebilirsiniz)
  • Tuz, karabiber..


Hazırlanması:

  • Kıymaya soğanı iyice rendeliyoruz nane, reyhan, maydanozu, tuzu, karabiberi ekleyip iyice yoğuruyoruz.
  • Bunların yerine köfte harcı da ekleyip yoğurabilirsiniz.
  • Sonra yassı köfteler yapılır.

  • Patlıcan alacalı soyulur. İki parmak genişliğinde halkalar kesilir.
  • Domateslerde halka halka doğranır.
  • Biberler uzun uzun dilimlenir.
  • Borcama bir patlıcan bir köfte bir domates olacak şekilde diziyoruz. En son ince kestigimiz biberleri diziyoruz.
  • Fazla domates, patlıcan kalmışsa onları da aralara diziyoruz..

  • Bir yemek kaşığı domates salçasına bir bardaktan biraz fazla su ve 3-4 yemek kaşığı yag ekleyip karıştırıyoruz.
  • Dizilmiş patlıcan, kıyma ve domatesin her tarafına eşit miktarda gezdiriyoruz.

Kapın üzerini alüminyum folyo ile kapatıyoruz.
Fırına koyuyoruz 250-270C  de ( 350-370 F ) de yaklaşık 40 dakika pişiriyoruz. Sonra alüminyum folyoyu acıyoruz 10 dakika da öyle pişiriyoruz uzeri hafif kızarıyor yemeyin.
Sonra servise hazır ...
Afiyet olsun..!!



Not: Bizim burada patlıcanlar çok büyük borcama dizerken çok düzgün durmuyor o yüzden mecburen ikiye kesmek zorunda kaldım. Aynı zamanda domatesleri de hafif kestim düzgün dursun diye..
Resimlerde olduğu gibi.. Köfteleri de ona göre hafif yassı yaptım..


14 Mart 2013

✿Peynirli Poğaça ✿




"Aaa  ne kadar güzel olmuş bu poğaça hangi siteden aldın tarifi" deyenlere cömertçe arkadaşımdan deyebilirim :))
İlla ki bir siteden mi alınır canim poğaça tarifi.. Bizimde kendimize göre çevremiz var.. On arkadaşımız 3 düşmanımız var.. Allah korusun düşmanım olmasın yaa. Ben kimseye düşman değilim kırıldıklarım, gönül koyduklarım hariç.
Sevmek, sevilmek, sevdirmek gayem her zaman şükürler olsun..
Evet iste o sevdiklerimden birisi Zehra Marulcu arkadaşın şipşak hazırladığı poğaça vardı ona misafir gittiğimiz bir gün...


Kaçmaz dedim, tarifi ağızdan aldım .. Dünde sağ olsun teknoloji yardımcı oldu bir daha da yazılı mesajla aldım tarif ve aynen şimdi buraya da aktarıyorum..
Bak zahmet ettim resimledim de ayrı ayrı.. 
Yani yapımı kolay bu poğaçayı bu pazarın kahvaltısına yapmazsanız ayıp olur mu ki ne :))



Malzemeler:

  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1/2 su bardağı sıvı yağ
  • 1yemek kaşığı kuru maya ( varsa bir küçük yaş maya olur)
  • 2 tatlı kaşığı şeker ( çok dolu olmayacak)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3 bardak un ( az gelirse ilave edilir. yumuşak hamur olacak klasik kulak memesi yumuşaklığında)



Hazırlanması:

  • Ekmek yapma  makineniz varsa işiniz daha kolay olacak.Ilık sütü koyun, sonra yağı ilave edin maya. şeker, tuz ve unu da ilave ederek bir kasık yardımıyla biraz karıştırın malzemeler bir birine karışsın diye.
  • Ekmek makinesini yoğurma ayarına getirin. Hamur yoğrulmaya başladıktan 5 dakika sonra bakın hamur cıvıksa biraz daha un ilave edin. Değilse yoğurmaya devam etsin makine. 
  •  (Elle de yoğurabilirsiniz bu  hamuru. Hamuru yoğurduktan sonra kabarıp iki katına çıkıncaya kadar bekleyin sonra poğaçayı hazırlayın) )
  • Yoğurma programı bittikten sonra hamur makine kabında iyice kabarmış olacak zaten.
  • Kabaran hamurdan küçük parçalar koparıp resimde gördüğünüz gibi elinizle biraz açıp içine peynir koyup ( peynir yerine patates zeytin ezmesi ve ya sadece bir iki çekirdeği çıkmış siyah zeytin koyu kapatabilirsiniz) bükerek kapatıyoruz.
  • Kapattıktan sonra iki avucumuzla ve ya tezgahta yuvarlayıp bükülen tarafı alta gelecek şekilde diziyoruz yağlanmış tepsiye. üzerine yumurta sarısı sürüp susam serpiyoruz. 
  • 180 C ( 350 F)  ısınmış fırında kızarana kadar pişiriyoruz.
NOT:  Hamur yoğurma makineniz yoksa Ilık sütle mayayı eritiyoruz geri kalan malzemeleri ekleyip kulak yumuşaklığında hamur yapıyoruz . Uzerini posetle kapatıp yaklaşık 40 dakika  kabarıncaya kadar bekliyoruz ve yukarıda yazılan yapım işleminin ve pişirme süresinin aynısını uyguluyoruz.
Kolay gelsin .Afiyet olsun.. !!


1 Mart 2013

Bir Tatlı Kız Doğdu Yıllar Önce..




Ayyy kim bu tatlı kizz kimm ..
Yerim ben bunu.. Hele sunun ağzına, hele şunun kazağına, hele sunun çoraplarına, hele sunun masum günahsız bakışına...
Ihımm Ihımm ... Neyse.. Dalgınlığıma geldi.. Fark etmedim neredeyim..
Bir çocuk görsem dayanamıyorum ama ne yapayım..
Seviyorum çocukları.. Hele de böyle tatlı olurlarsa..
Kendini seven akıllıda ilk defa görülmüştür.. :)

Yeni yasın etkisi olsa gerek diyeceğim ama bu gün günlerden martın 1`i..
Oysa ben şubatın 29 da doğdum..Oysa benim doğum günüm 4 yılda bir gelir.. :))
Oysa ben daha 9 yasındayım .. Bu tatlılık o yüzden mi ki..

Kendini boşuna ovundurma... Yıllar senin boş hayalinle oyalanmıyor gülüm. Yıllar kimseye sormadan devam ediyor.. Yıllar alır götürür senden alacağını sormadan..
Benden de aldı gitti 37 seneyi.. Tatlısıyla, acısıyla, hüznüyle mutluluğuyla..
Keşkelerimle, ahlarımla, oflarımla, nedenlerimle, niçinlerimle...  belki bir o kadar, belki de ondan az mutluluğumla, sevinçlerimle, şükürlerimle, hayırlısı olsun demelerimle de bitirdim 37 seneyi..
Rabbim izin verirse bir 37 senenin de elinden hayırla, mutlulukla, sağlıkla tutmak isterim..


Resimdeki hem tandırın yanında durmuş hemde elbisesi yanmasın diye hafif kaldırmış uyanık ben oluyorum :))
 
37 diyorum ama kendim buna inanmıyorum.. Daha dun koştuğumu, ilkokula gidişimi, salıncakta sallandığımı hatırlıyorum.. Hatırlıyorum sokakta çocuklarla geceye kadar oynadığım için yediğim dayağı, hatırlıyorum gönlümün, aklımın istediği her şeyi anında alan dedemin, teyzelerimin, dayımların beni şımartmasını, hatırlıyorum okulda yaptığım her türlü yaramazlığı, hatırlıyorum peşimden koşanlara yaptığım nazı, peşinden koştuklarımın bana hiç bakmadığını..  Dönüp arkaya baktığımda gülümseyecek çok anım olduğuna da çok mutlu oluyorum..
Yolun yarısını devirirken elimdekilere bakınca elimde biraz mutluluk, daha çok hüzün kalmış, keşke söyle. keşke böyle kalmış  görüyorum..
Bunlara rağmen hala içimdeki çocuk ruhum ölmemiş,  keşkelere hayırlısı olsun, kader böyleymiş demeyi yitirmemişim...

Evet ben eskiden de boyle artist pozlar verirdim efendim :))


Neyse çok gevezelik ettim biliyorum..
Nerede kalmıştık .. Resimdeki tatlı kızda..
Bu gün bu tatlı kıza kahve ısmarlayasım var.. Bu gün bu kızı attaya götüresim var, bu gün bu kızı şımartasım var.. Bu gün bu kıza hediye alasım var..
Gerçi çok isterdim bunları birisi yapsın benim yerime :))  Ama gel gör ki bunları benim için yapar mısın diyemedim  17 yıldır bir gün bile doğum günümü bir gün öncesinden, gününü bırak, gününde bile hatırlamayan kocama :((
Gerçi ogluşum onun yerine dün akşamdan hatırlamıştı.. Kızım sarılıp kutlamıştı.. O bana yetmişti..

 Gerçi  bir arkadaşa hadi gidelim benimle attaya, alış verişe, bir kahve içmeye diye bilirdim de ama o da yanlış anlaşılır diye diyemedim :((
Kaldım mı kendimle, iç sesimle, hala susmak bilmeyen, konuşan içimdeki çocuksu ruhumla.. 
O zaman hadi yaz yazıyı,  koy noktayı, al o tatlı kızı götür bir yerlere yoksa gelecek koça ev üstüne üstüne.. dedim kendi kendime..

Duamın karşılığını böyle versin Rabbim.. Kapım çaldı .. Can dostum Vildan Kaya kapıda elinde bu harika pasta üstünde yayan mumlar.. Ne yapacağımı şaşırdım.. Nasıl mutlu oldum Ya Rabbim.. Hemde nasıl..
Rabbim hep böyle güzel dostlar nasip etsin herkese inşallah..



Bolca resim çektim tabi..
Yükledim İnstagrama .. Aaa eksik kalmasın orası degil mi.

 Hediyesini aldım Vildanı`mın aceleden bakamadım..
Hadi kahve içmeye gidelim dedim. Kalktık yolunu tuttuk tabi ki Mozart`ın..
Kahvemi de ısmarlayıp sımartdı mı beni dostum.. Kahvenin koyu muhabbeti de başladım mı saati nasıl geçirdik bilmiyorum..


Eve geldiğimde 4`e geliyordu.. Vildan`in hediyesini açtım. Allahım bayıldım ki...
Kalp.. Kalp... Enn sevdiğim şey. Sevgi dolu kalbime en güzel hediye kalp. Lütfen birisi bana hediye alacak olursa bunu gözardı etmesin . Ben kalbi çok severim.. Ben gelinciyi de severim..
Dostumda bunu bilmiş almış bana kalp. Canim kalp kalbe karşıdır bilesin..
Canım Vildan`ım  teşekkür ederim çok mutlu oldum . Rabbim her dileğini o güzel gönlüne göre versin yeşil gözlüm inşallah.


Eee... akşamın sürprizi asıl beni şaşırttı. Çocukların ve eşimin hediyesi.. Düşünmüyor demiştim ama adam değişmeye başlamış :)) Yaa hep 40 dan sonra bir şeyler değişiyor derlerdi de inanmazdım. İnansam mı kine:)
Tatlı kızımın tatlı notu, çiçek ve küçük bilgisayar 37 yaşımın en güzel hediyesiydi.. Eee.. şımarmak hakkımdı bu gün bende şımardım ki..



Rabbim herkese böyle güzel gün nasip etsin..En güzel dileği önce herkese sonra da kendime diliyorum.. Gönlümden geçenleri Rabbim nasip etsin diyorum..
İyi ki doğmuşum.. İyi ki benim, iyi ki seven, sevilen, sevdiren biriyim..
Sizi de çook seviyorum...
Hayırlı günler iyi okumalar..
Nerden nereye :))



✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM