23 Kasım 2011

PATLICANLI MALATYA KÖMBESİ



Bunu okuyacak olan Malatyalılar eminim bana 2 verecek ve koyacaklar beni kapının önüne. 
Yaparlar mı gerçekten?
Vallahi bu güne kadar tanıdığım Malatyalılar yapmaz da, gerisini bilmem...))
Mesela:  Akçadağlılar ( Aslıhancım sen hariç canım). Duyduğum kadarıyla dediğim dedik, ettiğim ettikmiş Akçadağlılar. 
Tabi her yörenin sert rüzgarı vardır elbet, önemli olan o sert rüzgara denk gelmemek...))


Tamam şaka bir yana Malatyalılar gerçekten hoş insanlar. Neden Malatya konusu açıldı ki diye sorarsanız anlatayım: Kömbe denilince ilk akla gelen Malatyadır da ondan.
Yemedim, görmedim, tadını da bilmiyorum, halis muhlis Malatya kömbesinin. Benim yaptığım acemi kömbenin tadı bu kadar güzelse ( kendimi övmesem olmaz çatlarım) kim bilir gerçeğinin tadı nasıl da güzeldir. 
Eminim "yemede yanında yat " sözünü gerçekleştiren cinstendir.

Değişiklik olsun dedim, üç dört sene önce denediğim tadı tekrar gündeme getirdim. Kısa bir  araştırma yaptım, nette de patlıcanlı kömbe tarifine rastlamayınca en iyisi ben bu tarifi yazayım dedim.

   Patlıcanlı yapma fikri tamamen tevafuk. Yıllar önceydi, tariflerini severek yaptığım ve hala acaba blog hayatına döner mi diye arada sırada sitesini ziyaret ettiğim Yemek Günlüğü arkadaşın sitesinde kömbe tarifini görünce, yapmak istemiştim.
Yalnız evde yeterli et, yani kıyma olmayınca buzdolabından ne bulurum diye ufak çaplı araştırma yapmıştım. Bozulmaya yüz tutmuş patlıcanlar  " lütfen bizden başka gelmesin akına, artık bizi azat et buradan" dercesine bana bakınca neden olmasın demiş, mutfağımın sesiz ligini bozmuştum.
Sonuç harika olmuştu. Yalnız eksik vardır " Resim çekecek harika makinem ve bu tarifi yayınlayacak blogum yoktu o zamanlar anlıyor musunuz?

Yani bir kedim bile yok anlıyor musun?
Olsun,Gülümse dedim..
Gülümse belki bir gün olur, ,
Belki bir gün son model makinayla resmini çekersin,
Belki bir gün Mutfak dili diye siten olur, onun da çok değerli izleyicileri olur..
Belki bir gün sen, bu günü yazacak kadar uzakta olursun, üzgün, hüzünlü, garip olursun
diye fısıldıyordu altıncı hissim bana...))
İşte şimdi o hissin verdiği hisle buradayım ve seneler önce yaptığım tarifle karşınızdayım.

Ayyy... kendimi 100 000 kişilik tiyatro salonunda, seyirci karşısında hissettim yahu..))
En iyisi  ben tarifi  yazayım, seyircinin tepkisi neymiş görelim, öğrenelim.






Malzemeler :

  • 1 bardağının başından bir iki yemek kaşığı eksik ılık su ( kuru mayayı mayalandırmak için)
  • 1 bardak  yoğurt
  • 1 bardak süt
  • 1 tatlı kaşığı kuru maya ( azerbaycanlılar için 1 çay kaşığı)
  • 1 yumurtanın akı ( sarısını üzerine sürmek için ayıralım)
  • 1 tatlı kaşığı şeker ( azerbaycanlılar için 1 çay kaşığı)
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz 
  • Hamura sürmek için sıvı yağ
  • Aldığı kadar un 


İçi harcı için:

  • 3 adet patlıcan ( amerika da yaşayan arkadaşlar marketlerde satılan, tombul, en büyük patlıcandan bir tanesini  kullansalar yeterlidir)
  • 1 adet orta boy soğan
  • 3 adet orta boy domates yoksa bir yemek kaşığı domates salçası (domates bol olsun istiyorsanız sayıyı siz artırın)
  • 4 yemek kaşığı sıvı yağ
  • tuz, karabiber,  maydanoz, nane

 İç harcın Hazırlanması;


.
  • Tencereye sıvı yağı koyalım, soğanın kabuğunu soyup, yıkayıp, ince-ince keselim, ısınan yağa ilave edelim.
  • En kısık ateşte soğanın kavrulmasını beklerken, patlıcanların kabuklarını soyup, küp- küp doğrayalım.
  • Domatesleri rendeliyeyim, kavrulan soğana ilave edelim, karıştırarak domatesleri en az 2 dakika kavuralım. Domates yoksa bir yemek kaşığı domates salçasını ilave ederek kavuralım)
  • Patlıcanların acı suyunu çıkarmadan, suda bekletmeden, direkt kavrulan domatesli, soğanlı karışıma ilave edelim.
  • Tuz, karabiber, maydanoz, kuru nane ekleyelim bir az karıştıralım, sonra ocağın ateşini kısalım ( amerika`dakı arkadaşlar için ocağın ayarı 3 olacak ) patlıcanlar kendi suyunda pişmesi tamamlanıp suyu çekilince, ocaktan alalım.
  • Patlıcanlı harç soğumaya dursun biz hamuru yapalım.

Hamurun hazırlanması:

  • 1 bardağın başından 2 yemek kaşığı  eksik ılık suya mayayı ve  şekeri ilave edip karıştırıyoruz ve hamuru yapacağımız derin kabın içine yerleştiriyoruz, kabarıp taşarken kabın içine dökülsün diye.
  • Kabaran mayaya  sütü, yoğurdu, yumurta akını ( sarısı üzerine sürmek için ayrılır) tuzu ekliyoruz, unu da azar azar ilave ederek ele hafif yapışan( çok değil) , sert olmayan hamur elde edene kadar yoğuruyoruz.
  • Hamuru iki yere bölüyoruz.
  • Bir tanesini  alıyoruz, hamuru açacağımız yere un serpiyoruz ve çok ince olmayacak şekilde oklava yardımıyla açıyoruz ve her tarafını sıvı yağla yağlıyoruz.

  • Yağladığımız yufkayı resimde gördüğünüz şekilde katlıyoruz.  10 dakika bir kenarda bekletiyoruz. 

  • Aynı işlem diğer hamur için de yapılır.
  • Tepsi hafif yağlanır ( çok yağlamayın tepsini, sonra hamuru tepsiye koyduğunuz zaman elimizle genişletmek istediğimiz zaman açamıyoruz. Hamur geri toparlanıyor.) daha önce açtığımız hamur bir kenarda elle biraz üzerinden bastırılarak genişletilir. Sonra tepsiye koyulur ve tekrar tepsinin her tarafına yerleştirilir. Hatta tepsinin kenarlarına doğru biraz yüksek şekilde yerleştirilir. 
  • Hazırladığımız patlıcanlı harç hamurun üzerine serilir. 

  • İkinci hamur da kenarda elle açılır, tepsiye yerleştirilir. 

  • Kenarlarından bastırılarak iyice kapatılır. 
  • Yumurta sarısı sürülür, bıçakla kesilir, ister üzerine susam, çörek otu serpilir, isterde hiçbir şey sürülmeden fırına verilir. 
  • Kızarıncaya kadar pişirilir. 

Afiyet olsun !

20 yorum:

  1. Malatya, Akçadalı olmakla guru duymakla beraber, emeklerimizle de daha bir gururlanıyorum...
    Valla dediğim dedik çaldığım düdük huyumuzun olduğunu reddedemem tabii, bir de taş atma huyumuz var hedefi tam tutturuyoruz(ben hariç :D)...
    Kömbenin hamuru muhteşem görünüyor onun etlisine bayılıyorummm...
    Ellerine sağlık canım...
    Ha bi de bu kolay bayatlamaz ;)

    YanıtlaSil
  2. Malatyalılar ne der bilemem ama ben çok beğendim:)) Ellerinize, fikrinize sağlık, nefis bir görüntü. Afiyet olsun.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. miisss misss mübarekkk:)
    ellerine sağlık canısı..
    be ne hoşş biz lezzettir böyle..
    malatyalıları bilmem ama,benim notum 10 üzerinden 10:))
    yapılacak inşallah tez zamanda..
    gönül dolusu sevgilerimle..
    :)

    YanıtlaSil
  4. Lenginner- Kusura bakma bende arkadaşdan duydugum kadarıyıla biliyorum Akçadaglıları. Yoksa hiç kötülük görmedim. Hani kadardenizli deseler Allahhhhhh derimde...))
    İyice tanıyorum çünkü.
    İnşallah sende tutturursun hedefini.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Birsel ve İrem`cim teşekkür ederimcanım. Malatyalılar not versi diye beklemiyorum zaten. Her kes beyensin yeter.

    YanıtlaSil
  6. Birtutamkekik- Teşükkür ederim ya 10 baya bir yüksek puan. Yarışmaya gidecek olsam seni jüri olarak tavsiye edecegim canım. Harikasın.

    YanıtlaSil
  7. Çok lezzetli görünüyor !
    Поздрави ! :)

    YanıtlaSil
  8. Canim Malatyalilar agzinin tadini biliyor ellerine emeklerine saglik cok güzel bir tarif .Afiyetler olsun hayirli aksamlar öptüm

    YanıtlaSil
  9. canım )) bir Malatyalı olarak muhteşem diyiorum ellerine sağlık
    Malatyada da herkes böyle güzel yapamaz
    hele yeni nesil ııı)))
    inanın adları çıkmış Akçadağlıların bir o kadarda iyilerdir.(ben akadağlı değilim)
    sevgiler canım :))

    YanıtlaSil
  10. Tatılar Gülcandan- Bencede biliyorlar agızlarının tadını. Harika bir börek gerçekten..

    YanıtlaSil
  11. Fatma`cım Akcadaglı olsanda zararı hatrın bende çok canım..
    Diyorum ya her yerin illaki bir heyttt... diyeni vardır o da Akçadaglılara olmuş..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  12. bende yöre tatlarına aşığım..
    çok yağlılar bilirim,ama ayda yılda birkere yemeli insan !
    ellerine sağlık..
    güzel görünüyor afiyetler olsun.

    YanıtlaSil
  13. Koyarlarsa gel sen ben seni başımın üstünde tutarım:) Şaka bir yana ellerine sağlık muhteşem olmuş...
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  14. Birtudmasali- Aslinda o kadar da yagli degil. Hamurunda yag yok sadece surmek icin yag kullaniyoruz o da sivi yag. patlicanlarda az yagda kavrulur. Merak etmeyin yag orani yuksek degil.

    YanıtlaSil
  15. Pasta kosesi- tesekkur ederim canim. Hemen geliyorum. bas ustunde tutacak Malatyali bulmusum kacirirmiyim...))

    YanıtlaSil
  16. Canımmmm hiç yemedim bu kömbeden ama öyle güzel fotoğraflamışsınk i sanki elimi uzatsam alabileceğim..
    Ahhhh keşke öyle birşey olsa dimi ?
    Ekrandan dalıp alabilsek :)))
    Ayrıca iyiki açmışsın ve iyiki seni tanımışım..
    Seni kendime çok ama çok yakın hissediyorum..:))
    Ellerine sağlık arkadaşım..
    ÇOK ÖPÜYORUM.

    YanıtlaSil
  17. Canım birde folyoyu sormuşsun,biildiğim kadarıyla kansorejen bir takım etkisi var.
    Isındığında yiyeceklere geçiyormuş bu..
    Ben bu yüzden pek kullanmam..

    YanıtlaSil
  18. Hayat Cafe- Teşekkür ederim canım bu güzel yorumun için. Bir fincan kahvenin hatırı var derlerdi eskiden şimdi bir yorumun, bir blogun 40 yıl hatırı olmaya başladı. Benimde gönlümde yerin özel canım benim.
    Teşükkür ederim bilgi için . Ben de pek kullanmıyorum ama geçen gün yaglı kagıt bitince tepsiye alüminyum folyo serdim. İnşallah bundan sonra dikkat ederim.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  19. leziz,ayy canım ne kadar marıfetlsın,ellerıne sağlık

    YanıtlaSil

Teşekkürler yorum yazdığınız için .. Beni çook mutlu ettiniz. :)

✿Mutfak Dili ✿ © Ocak-2015. Destek-Blogger

Blog design-Tasarım-GÜL TASARİM